İlik Satıcısı
genç kadýnlardýk biz o zamanlar
hala genciz
kusuruna bakmazsanýz göz altlarýmýz
ve yumuþayan karnýmýzýn
saçlarýmýzda rüzgar
soðumuþ kalplerden giriyorduk
volkanlarýn karnýna
dudaklarý etli tanýyorlardý bizi
kalçalarý deðirmen
bacaklarý çini porseleni
süt mayalýyorduk gerdanýmýzda
yoðurdumuzu kesmiyordu býçaklar
þiþe þiþe þaraplarla geliyorlardý kapýmýza
yan yatýyorlardý bir vakit sonra
aþklarý mý
hep sirke tadýnda
gençtik
omurga eðen bakýþlar arýyorduk aynamýzda
tutku ile sabitlenmiþ
yýldýzlarý seçiyorduk
nikah yüzüklerinden önce
uzanýp ayýn simine
gümüþ eritiyorduk içimizin vampirlerine
ince dokunmuþ bir kumaþ gibi
dökülüyordu ýþýk o ilk tenimizde
duyardýk gerilerden
anlatýlanlar aþk ve gördüðümüz her adam
sanýrdýk ki babamýzdan
ömrümüzse annelerimizden bir bahçe
ve mum damlardý
karanlýklarda giydiðimiz
gelinliklerin çiçeklerine
pürdük
küflü adamlar çaðýrýrdý bizi
duvarlarý ardýna
inanýrdýk, hep birlikte giderdik
topraklarý kinli ve Babý Yar’dý kalpleri
cehennemin kapýlarýný çalmýþlardý
bu cereyan ondandý
bu hastalýk onlardan
kýrmýzýydý sonra bazýlarýmýzýn kefeni
kadýndýk
boyalarýmýz akmýþ bakardýk
bizimle birlikte sallanan aynalara
aðýzlarýmýzda o özgür kahkaha
gençlik, güzellik, ömürlük, ahretlik
þeklin içindeki o kara delik
sorardýk adamlara
Armstrong’un adýmlarý kaldý mý ayda?
gnþk-mç
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.