Parfüm Bahar
boğazından sıkılmış bir gün
martılar yok, karga sesleriyle çalkalanıyor göğüm
gece olsa diyorum
gece olsa da tamamlanmaya gitsem
anne eli öpsem
o adamın kuytusunda
çok oldu ayrıntıları bıraktım
bütün bütündür ama yarım da bütündür
bir diğer yarısında, anladım
ve Deniz daha naiftir koca bir okyanus karşısında
çok oldu ayrıntıları bıraktım
bataklık gibi köpüren bir ağızla
kabaca, kokar ve yutarcasına
bağıracağım ara ara kulaklarınıza
iyi misin diyecek Irmak
iyi misin..
hem karada kem suda boğulmaya alışmış bir balığa
ruh bükücü bir kıştı
hiçbir kelime gerçekte kim olduğunu
söyleyemedi şiirlerimde
soğuktu, çatlamıştı dudaklarım
en çok da öpülmeye öpülmeye
ben toktum karıncalar gibi
ama kiraz kuşları aç kalmıştı
ağaçların yanan çiçeklerinde
penguenler ve foklar o malum deniz canlıları
önce onlarla tanıştım
onlar bile kaçtılar sıcağımdan koca bir çöle
sonra sürüngenler
kertenkeleler ve sırtlarında keneler
ve bir ses ki sizin duyamadığınız
tıslama
hepsi gitti
kimse ıslık sahibi olamadı toprağımda
ve su
temizlenmek için güzel bir rüya
bakmadan bir bulanıklık ya da duruluğa
belki dedim belki
karışsaydı toprağıma
bir golem yaratırdım
sizden önce kendi ısırgan sonuma
ama değil çamur
gülkurusu bir kızdım
nice adamın sararan sayfaları arasında
bir ayaktım, geçerdim göğüslerden
işaretlemek için en çok da
sonra kaybedeceğim yerleri
kağıttım, ormanına küsen
ama suçlamadım hiçbir ağacı
balta değil
değil ateş
insandı beni kalemle kirleten
bakın, hala gri bir günü dolaşıyor kargalar
kutup zaman ve ben geldim diyor parfüm bahar
ben yorgunum
ama radyoda inadına sallanıyor şarkılar
bilmiyorlar
geriye alınmaz şeyler vardı diyorum
bu kış
Erel Amca öldü ve beyefendisiz kaldı sokaklar
ama o diyor ki ölmedi
daha da derinine gömülmekti kaderi
beni affet diyorlar
pareler kurgular ve kısır korkular içinde
beni affet
gülüyorum
ben affetsem de memelerim affetmez ki
sütten erken kesilen bin sevişmeyi
biliyorum
hepsi geldi geçti şimdi inandıkları o samanyolu
benim göğümde herhangi bir kuyruklu
yalnız o
o sağduyu
"rüya içinde bir rüya"ymış gibi yaklaşıyor bana
ne istiyorsun diyorum dokunarak boynuma
ne istiyorsun
bilmiyorsunuz şaşkınlığımı
ilk kez bir adam birr’e inan diyor
almadan beni koynuna
ve artık daha kısık sesli ağlıyorum
Tanrı’nın omuzunda
jir
Birr’in içindeki Bir’e idi bu şiir. Sayın Seçki Kurulu’na ve şiire zaman ayırıp onu okuyan tüm edebiyat sevenlere teşekkür ederim. Gök Bir’dir ve hepimiz bir gün ona yükseleceğiz. Her daim saygı ve sevgi..
"Kuyu içine kuyu kazıyoruz Süleyman.
Kapımız kırık, yastığımız göktoprak.
Diken diken üzerine bağdaş kurup, sözcük ceplerimizde
ağaç tırnağı kadar hür, sevişiyoruz.
Bir vızıltının şiirini yazmak
ve üstelik örümceğin içindeki sineği düşünüp,
biliyorum Süleyman, biliyorum, çok saçma."
Ö.D.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.