küçücüktüm daha karýnca boyuna yakýn görmüyordum ellerimi en güneþli günlerde evimizin kaþýna pestil dökerken annem henüz yol olmamýþ yolun baþýnda kazanlarda pekmez yaparken komþular umutla altýna odun atarlarken kaynayan üzümlerin dolanýyordum çevrelerinde bir sinek gibi
git git bitmezdi öyle uzundu yollar çarþýda babamý tanýyanlar söz atarlardý dolanan adýmlarýmýza gülerek derlerdi Bayram’ýn hizmetçilerine bak nasýl da cüceler eteðini toplayamýyorlar yere bulanan çamurdan nereye atsan yapýþýr bir avuç .oklar
oyundan baþka bir þey deðildi oyunlarda yitecek ellerimiz hep bir þah dikilecekti baþýmýzda mat etmeyi bilmeyen yüreðimizde katran karasý türküler düþlerimizi yakacak tepemizde oynayacaklardý en bildiðimiz havalarla hem kapatýlacaktý yolun hep en baþýnda kalan adýmlarý baþtan ç’alýnan çocukluðumuz
ellerimiz dedim el ustalarý çok uzaklarda görmeden izleyecektiniz belki alkýþlanan deðil alkýþlayan ellerimizi mavi bir boya arayacaktýk hep ebem kuþaðýna uzanarak dualý aðzýmýzla ezanlý sokaklarda birbirine karýþýrken türküyle ezan yeni bir hocayla baþlayacaktýk ebcete biri gösterecekti penceredeki pisliði unutturacaktý camlarýn gerisinde gördüðümüz umut rengi manzarayý
birimiz mum yakacaktý yine de gizlice pencerede bir gören bulunur diye!
20. 02. 2015 / Nazik Gülünay
Sosyal Medyada Paylaşın:
glenay Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.