MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

KAR'A SEVDÂ
YUSUF BİLGE

KAR'A SEVDÂ





Rengini bulamayan sabahýn hüznündeyim;
Ýzlerimi örten kar peþim sýra seferde;
Son menzil sapaðýnda doðadan binlerce göz,
Kurþun yemiþ ceylanýn bakýþýyla kederde;
Yad yabancýdan farksýz kendimle yüzleþirken,
Bilinen kimliðimin bir adým önündeyim;
Rengini bulamayan sabahýn hüznündeyim…


Eyy Sevgili !.. Sen güfte anýlar eþliðinde,
An be an yaþýyorum özden her çaðrýþýmý;
Hedefe yaklaþtýkça del’lenen belleðimde,
Bu kaçýncý yolculuk, zaman, mekân aþýmý
Ve bu nasýl bir avgun göðe çeker baþýmý ?..
Efkar üfüren rüzgâr diner mi yüreðimde,
Kar bestesine güfte anýlar eþliðinde ?…


Dilime dolanan þu “erik dalý” türküsü,
Küsmek nedir bilmeyen iþvenle kavruluyor;
Meðer beni sýnarmýþ çýt kýrýldým öyküsü;
Her notasý karlarla yüzüme savruluyor.
Sýla misli gülüþün, ölgün bakýþlarýnla
Yeni baþtan tipiye dönüyor hayal çehren !..
Sanki benzer bir aþk’ýn bizden anlam örgüsü,
Dilime dolanan þu “erik dalý” türküsü…


Kar bakýþ içleniþler deryasý tutmaz da kir,
Dip dalga sitemlerin çarpar kýyýlarýma;
Dizlerime buz künde vuran düþüncem esir,
Yorgun, argýn bükülür günün intizarýna
Ve sensiz seni solmak menekþe baharýna,
Her yâdýma düþende gözlerin dile gelir,
Kar bakýþ içleniþler deryasý tutmaz da kir…


Ýçten çaðrýlarýmý, ruhun duyar mý dersin?
Tipi borana döndü, sýðýndým yokluðuna;
Bunca kýþ kýyamette güneþ doðar mý dersin?
Kapaklandýðým yerden kalkamazsam ar bana,
Çünkü, her kar tanesi sen öðreti sancýlý,
Ýçeriði ter gonca, görüntüsü kamçýlý;
Özlem aþý bu afet, öze kýyar mý dersin?
Ýçten çaðrýlarýmý, ruhun, duyar mý dersin?


Eyy ömrümün nakýþý,
Güz algýný Sevgili !..
Mazimde bir an var ki, andýkça üzülürüm;
Her kar taneciðine pusan senden bakýþý,
O güne telmih sanýr, içime büzülürüm…
Bir kuzgunun tepemde sinsice dolanmasý
Ve yakýnda patlayan avcý silahlarýndan
Ürken üveyiklere tipinin çullanmasý,
Ruhumu darlandýrdý, anlatmazsam ölürüm;
Mazimde bir an var ki, andýkça üzülürüm…


Dokuz yüz yetmiþ yedi yýlýnýn Eylül ayý,
Urfa Ceylanpýnarý Muratlý Muhtarlýðý,
Boztepe mezrasýnda yaþardý Bozan Dayý;
Karakeçili Türkmen babacan dert ortaðý;
Bir av macerasýný dosta yardým görerek
Ve hoþ sohbetleriyle damarýma girerek,
Avýna yoldaþ etti, güya teselli payý;
Dokuz yüz yetmiþ yedi yýlýnýn Eylül ayý…


At üstünde ulaþtýk Karaca-bulak suya;
Çevremizi kollayýp yattýk çapraz pusuya;
Henüz uzanmýþtým ki bir savanýn dibine,
Gözüm takýldý birden yörenin sahibine;
O da ne ? Þans eseri, nice gezgin dileði,
Dünya’nýn en nadide ve de kaçkýn meleði,
Ýþte tam karþýmdaydý bir Yalavaç Goncasý,
Peygamber Çiçeði’nin Yunus dil Oðuzca’sý;
Yeryüzünde öz yurdu Tektek Daðlarý olan,
Baþý göklerde leyli, çaða meydan okuyan…


Gönül çelen ecenin pala yaprak çalýmý
Ve genzime doluþan mor ötesi yalýmý,
Kývamýný bulmadan, karþýki susamlýktan,
Gevrek meleyiþlerle ortama neþe katan,
Bir ceylan baþ gösterdi, evcil oðlaklar gibi;
“Rast gele”n heyecaný, ter bastý bedenimi;
Sakin, vakur, pervasýz adýmlarla yaklaþtý,
Müstakbel katilini görünce çolaklaþtý;
Günün ikinci þansý, bu sen bakir güzellik,
Tam çiçeðin önünde, durdu, gözgöze geldik…


Çok içten bakýyordu, hem de, ölürcesine;
Umursamaz biçimde, haydi vur dercesine;
Göz, gez, arpacýk yollu tüfeðime sarýldým,
Sanki ezelden tanýþ bir dosta niþan aldým;
Her nasýlsa hissettim, içimi okuyordu;
Yüreðim bülbül olmuþ ceylan dil þakýyordu;
Bu can pazarlýðýnda canana kýyýlmazdý;
Sen bakan ahu gözler, aðyardan sayýlmazdý;
Kollarým yana düþtü, bayýlacak gibiydim,
Böyle kaç asýr geçti ve ben nasýl biriydim ?..!


O yakaza hallerde unutmuþtum yoldaþý,
Sað cenahtan göründü Bozan Dayý’nýn baþý;
Dur !.. Sakýn yapma, vurma, demeye kalmamýþtý,
Acýmasýz ihtiyar tetiðe asýlmýþtý;
Cerenim þaþkýn, düþkün önce bir sendeledi
Ve sonra titreyerek buruk ezgi meledi,
Can havliyle sýçradý, tepe taklak çevrildi,
Yalavaç Goncasý’nýn üzerine devrildi.


Bir anda iki kayýp, üstelik senden izler,
Kan çökmüþ ahu gözler, baðý çözülmüþ dizler…
Aðzýný göðe açtý güneþi yercesine,
Son kez yüzüme baktý, gerçek ölürcesine…


Ey Sevgili, mazur gör o anki gafletimi!
Biz Altmýþsekizliler siyah-beyaz yaþardýk;
Tek öncelik bilerek dâvâ emânetini,
Bir kafa-dar çaðýrsa ikiletmez koþardýk;
Günümüzü ýskalar, dünümüze þaþardýk;
Özgeden kýskanýrdýk yandaþ merhametini;
Mazur gör ve baðýþla, o anki gafletimi!..


Karþý pencerelerde þafaðýn kan buðusu,
Kum saati camlardan saklýmýzý çözerdi;
Masiva derbederi ciddiyet dilde pusu,
Kurbaný her i mgeye üste aðýt düzerdi;
Sevgi daðlarý bekler, öfke düzde gezerdi;
Vuslatý ötelerken eller ne der korkusu,
Karþý penceredeydi þafaðýn kan buðusu…


Hayatýn met-cezirli sarmal kavislerinde,
Yýrtýlan öykümüzü, kim yamardý bilmezdik;
Gözlere çið düþüren lalezar sislerinde,
Maziye burgu salan nüktelere gülmezdik;
Anlayýþ körlenmesi, saðlam duruþ cilvesi,
Nedense hep aldandýk sevdâ bahislerinde,
Hayatýn met-cezirli sarmal kavislerinde…


Paçamýz Ýspanyol ya, daðarcýðýmýz dardý,
Sözü düþtüðü yerden almayý denemezdik;
Söylemlerimiz çok kez kâðýttan uçaklardý,
Kelimelerle uçar, noktaya inemezdik;
Barýþý ve huzuru paylaþtýrmak adýna,
Düþman kavram üretir, onu da, yenemezdik;
Örgütlü tartýþmalar önümüzde duvardý;
Paçamýz Ýspanyol ya, daðarcýðýmýz dardý…


Bizi bizden eksilten þartlara güvenerek,
Çaresizlik mayalý hamurdan ekmek umduk;
Derin devlet çarkýnýn dolabýna binerek,
Kök çýnarý kemiren týrtýllara göz yumduk;
Ufkumuzu kararttý siyaset zombileri;
Tanesiz harmanlarda kalbura döndük tek tek,
Bizi bizden eksilten þartlara güvenerek…


Amansýz bir zamanda dondu öykülerimiz;
Sinsi kovuculuðun fiskos namertliðine,
Teslim bayraðý çekti dingin çünkülerimiz;
Nasýl da güvenmiþtik aklýn cömertliðine
Ve akkor kývamýnda demirin sertliðine;
At üstü makamýndan indi türkülerimiz;
Amansýz bir zamanda dondu öykülerimiz…


Ýçimizi kurutan muhalif sam yeliyle
Soldurduk düþünmeden Leyla can çiçekleri;
Kays’dan bir gömlek üstün þeydalýk emeliyle
Mecnun dil savunarak tutuklu dilekleri,
Divaneliðe vurduk hamasi yürekleri;
Bir serabýn uðruna çölleþtik iþte böyle,
Ýçimizi kurutan muhalif sam yeliyle…


Düne raðmen yine de, umutluyum yarýndan;
Çöl kumlarýnda gizli þu karlarýn tohumu
Ve Ay-yýldýz dökümlü lâle duygularýmdan
Derlediðim düþlerin sence malum yorumu;
Yitik yanýlgýlarýn izini süren avcý,
Cesaret ve tezinin kurbaný olmuþ ne gam?
Eyy Sevgili, yine de, umutluyum yarýndan !..


Ýçi yâr, dýþý efkâr, bu can, kar’a sevdâlý;
Bam telini sýzlatan içleniþlerden yana,
Her varlýðýn özünde kendinden iz bulalý,
Ýletiþim çaðýnda, sevgi, saygý adýna,
Magazin pazarlayan þapþallarla kavgalý
Ve bu kýþ, kýyamette yangýn yeri yüreði,
Buz nakýþ, ceylan bakýþ, gonca çiçek damgalý;
Ýçi yâr, dýþý efkâr, bu can, kar’a sevdâlý…


Tipi sustu, kar pustu, her taraf beyaz örtü;
Sabah rengini buldu, güneþ mýzrak boyunda;
Gönül adaklýsýna, yolun sonu göründü;
Dað-taþ gelinlik giymiþ, ufuk vuslat toyunda;
Su tozu çelik özler kor titreþim ýþýyor
Ve aþkýn erdem eri menzile ulaþýyor…
Sevenlere þan olsun, söz anlamýný dürdü;
Tipi sustu, kar pustu, her taraf beyaz örtü…



YUSUF BÝLGE

KARBEYAZ’A YOLCULUK - IV







Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.