Eski bir fotoðraftan dökülür nehirler
Sürüklenirim bir dal parçasý gibi sularýnda.
Ç/aðlayanlardan mavi bir sis iner gözlerime
b/aktýkça boðulurum harfler zincirinde..
Dönüþse de fýrtýnalar kasýrgaya
hüznümün yakasýnda
çiçek açar sevda
Kývýrcýk saçlý bir boþlukla yan yana...
Ben kimim ...
Beni üzen kim?
hislerim karýncalanýr alabildiðince...
Toplarým ardým sýra
dönüþü olmayan yollardan kendimi
sabahlarým ayný kapýda zamansýz ermiþ gibi.
Açarým tükürük nakýþlý zarfý
sahne arkasýnda bekleyen
aktör gibi titrer ellerim...
Tümlenir gayretim son mektupta...
Nemrudun ateþi düþer odama
gülizâr olur gönlüm dikenin kanattýðý yerde
Doðan güne savururum
aþkýn küllerini.
Ýbrahim’in Putlarý kýrýlsa da içimde
yüklerim bütün suçu kendime...
Ceren gözlü ýþýk olurum
giz karasýnda....
Yaralý ceylan seker bakýþlarýmda.
Yorulurum saklamaktan
ansýzýn uyanan düþü...
Yankýlarýný alýp götürse de düþbazlar...
Kavrulsa da acý ile çýðlýðým
çatlayan topraðýmda yataðýmý ararým
Kuruyan dilime düþse de efkar
Hani gölgem nerede diye sorarým...!
Bir nokta hükmünde savrulup
yüzümü kesse de
küskünlüðün çölünde kumlar...
An(ý)larý biriktirip üç vakte kadar.
yürüyerek geçerim sahra çöllerinden
çünkü izlerim sözlerimin bittiði yere götürür...
o kadar...!
Ferda Özsoy
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.