-sýrtýmýzda göç izleri
sürüldükçe içimizden dýþarý
öðrendik hayatý-
de gülüm
biz mi büyüdük yoksa zaman mý?
gurbet içimizdeydi
yollar içimizde
ve acýlar taht kurmuþtu göðsümüze
yoktu hüzünbaz z’amanýn þakasý
ne ettiysek biçareydi saatler
ne ettiysek resimler aðladý tozlu çerçevelerde
ne yaptýysak dinmedi iç kanamasý þarkýlarýn, þiirlerin
yol yol büyüttük aðýtlarý
sus pus dinledik ninnileri
biz de büyüdük, büyürken acýlarýmýz
ve çoðalýrken anýlarýmýz boy boy…
de gülüm
bu karanlýðýn ardýndan mý açtýn sen günebakanlar gibi
sýzýmý otamaya mý yollandýn asýrlar sonrasý
bir çift sözün didarýnda açan gülistan mý gözlerin
uçurtmalarýn ardýndan koþan çocukluðum mu ellerin?
de gülüm
yazgýn, yazgým mýydý yoksa daha doðarken
ve gökte kayan kuyruklu yýldýz
denizde parlayan koca yakamoz
sen miydin o
vakitli, vakitsiz göz kýrpan, gönül çelen karanlýklar içinden?
kaç çocuðun merhametine sýðýndým
aðlarlarken gözyaþlarýnda
kaç ananýn yüreðinde kavruldum, bilir misin?
ve gökyüzüne bakýp, bakýp
bilmediðim kaç kuþun kanadýna iliþti
öykünerek çocukluðum, bilir misin?
bil gülüm!
deniz’lere doðdu yüzüm olmadýk zamanlarda
ve deniz’ler doldu hep avuçlarýma
bundandýr bekliyordum geliþini
kuraklýklar ardýndan gelen boran gibi
biliyordum bir gün mutlaka
sýrýlsýklam olacaðým varlýðýnla
ki varlýðýn
varlýðýma armaðandýr
bil gülüm!...
16:00/02.12.2014/Sev_tap