Çocukluðumun kayýp milyoncuk maneviyatýný, vefasýný arýyorum küçük bir kýz çocuðunun þiþeden bardaða boca ettiði bir gazozunun içinde varlýk bal yapmayan arý yokluk zaten yokluk maneviyat kAyýp haller imamesi olmayan tesbih gibiyiz çekildikçe gevþiyoruz sözün sukutuna sakladýk doðrularý yalan dolaný çýðlýk, çýðlýk yaþýyoruz kibir ateþten gömlek giymeye gör kutuplarda buz olsan eritir koruyla kayda deðersen deðersin gözden düþersen kaybedersin darasý olmayanýn ederide olmaz derler derlerde sütten çýkmýþ ak kaþýklýk sütün helalliðine kaþýðýn paklýðýna baðlýdýr dünü unuttuk varsa yoksa gÜn alt yapýsý olmayan kentler gibiyiz ne kadar dirensekte üç beþ þiddetin darbesine maðlubuz ve bi o kadarda yýkýlmaya mahkum bir eþþeðin yüke hamallýðý bir cahilin eþþekliðinden daha evladýr köleleþtirilmiþ insanlarýn özgürlüðüde bir lokomotifin vagonlarýna benzer baðýný çözmediðiniz sürece ardý sýra giderler çözseniz de hep bir sahip beklerler hangi yalan yere edilen bir yeminin kefaretini ödeyebilir ki o nedenle bir kazanda kaynayan aþýn çerine çöpüne bakmayacaksýn piþmiþe kaþýk sallayýp çiði unutmayacaksýn topraðýn baðrýnda boy veren kelek birgün doyumsuz bir tada dönüþür dilim, dilim yedikçe utanmayacakmýsýn akýp giden zamandý Bizse yarýnlarýndan bi haber Ne haber, iyi senden ne haber