çiðdemler çýkmýþtýr karþý tepelerde çocuk olsaydým keþke taksaydým ardýma arkadaþlarýmý önce bulanýk selden geçseydik yine sonra toprak damlý evlerin yanýndan çamaþýrlar sallansaydý aðaçtan aðaca yýkanmýþ kapý önlerinde el iþi yaparken kadýnlar baksalardý imrenerek çocuk seslerimize
gülüþerek geçseydik ara sokaklardan naylon terliðe, eskilere iðde, leblebi verseydi eskiciler arkamýza takýlsaydý iðde alan çocuklar anneleri yemek telâþýna düþmüþken babalarý uðramýþken iþten kahveye ve onlarýn iþi gücü oyun, merak çýksaydýk tepelere
ne güzel görünürdü eskiden kurban tepesinden bakýnca Çubuk ýþýklar içinde ordan bakardý Atatürk çiðdem tepesine az sonra gideriz desek doya doya seyretsek çayý, kýyýdaki söðütleri yeþil Çubuk, yeþil çocukluk parmaðýmýzý uzatsak ucunda Karkýn, aþaðý çavundur köyü ve umut ayaklarýmýzýn altýnda bir çanak gibi yayýlan toprak ve çalýþan insanlar
þapkalý tepede bulsak aradýðýmýz çiðdemleri kökleri yenilir diye açsak köklerin üstündeki topraklý örtüyü beyaz lâstik gibi küçük yumruyu yesek tadý tatlý gelse çükolatadan kýkýrdaþarak gülsek
bir an düþünmek bile güzel çocukluðu kimbilir ne kadar uzaklaþtýk ondan ne çok balonlar savruldu gökyüzünde uçtu çocukluðumuz eskisi gibi gülemiyoruz duman kaçsa genzimize kayarak düþse bir adam büyümüþüz besbelli!
1. 3. 2014 / Nazik Gülünay
Sosyal Medyada Paylaşın:
glenay Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.