Tek yapraklý ömürde solan hülyalý alýn,
Nilüfer çiçekleri gibi dalsýz ve köksüz,
Ne topraðýn var ne de tutunacak bir dalýn.
Yedi nilüfer neden kendi gölünde öksüz?
Destanlara sýðamaz öyküler gerçek, yalýn.
Aç yatan kaç çocuðun düþleriydi masalýn!
Islak kirpiklerinle tutunmuþsun zamana,
Deniz damlaya sýðmýþ gözlerinden süzülür!
Meleklerin baðrýna kor düþüren fermana,
Acý hükmün metnine inen tuðra üzülür!
Baþýný mesken tutmuþ eksilmeyen belâna,
Sekiz yüzyýl öncesi ses vermiþti Mevlana:
........
Cömertlik ve yardýmda akarsu gibi olan,
Mum ile aranýrken kalbin her atýþýnda;
Þimþek çakmasý gibi anî parlayýp solan,
Korku sardý meleði her gece yatýþýnda.
Hüzün tepeleriyle her dem gönlüne dolan,
Filistinli annenin düþlerindeydi Golan.
Þefkat ve merhamette Güneþ gibi birisi,
Yýllardýr beklenirken açlýk çekiyor Sudan;
Bir birine benziyor ölüsü ve dirisi.
Sükût tutmuþ avcýlar kurtulmuyor pusudan!
Kemiðine yapýþmýþ kâðýt gibi derisi.
Üstelik iç yangýn var, katrandan beter isi!
Gece gibi örtülse baþkasýnýn kusuru,
Himalaya yükünü Keþmir’liye yýðmazdý.
Fitnenin Fedaîsi aþamazdý bu suru,
Elli yýllýk zamana asýrlýk dert sýðmazdý!
Kendisiyle beraber yaþý da yaktý kuru,
Hýrslý gözler görmedi alev dolu çukuru!
Hiddet, asabiyette ölü tavrýna ersek,
Neretva’yý kýzýla boyar mýydý al kanlar?
Mostar Köprüsü’nü bir gözler önüne sersek,
Yuvarlanan bir ateþ topu olmuþ Balkanlar.
Bazý ülkeler bizden, gözden ýraktý dersek;
Hür dünyanýn gözleri önünde Bosna Hersek...
Alçak gönüllülük ve toprak tevazu, yazan...
Bilirsin ki o daðlar iki derya arasý.
Kafkas eteklerine hekim gelse de bazan,
Yüz yýldýr kapanmadý Çeçenler’in yarasý.
Azak Hazar hattýdýr orada mevsim hazan,
Her gün gözlere çarpar taze bir mezar kazan!
Hoþgörürlükte deniz gibiydi Eyyubîler.
Savaþ esirlerini eþit saydý halkýna.
Bin yýl sonrasý bile ülkesi O’nu diler.
Düþman yakýyor þimdi ellerine al kýna!
Fazlasýný isteyen mirasyedi gibiler,
Baðrýnda beslenirken Iraklý’ya diþ biler!
Ne kadar dense de: Ya olduðun gibi görün...
Çocuklar savaþ oynar, yetiþkinler kör ebe!
Göründüðün gibi ol! dense bitmez sömürün.
Afganlý bilemez ki hangi sancýya gebe?
Ulu(!) þah ferman yazar: ’’ Bu sefer bakarkörün,
Cennet gibi yurdunda baþýna çorap örün! ’’
.......
Ey göllerde süzülen yedi hüzünlü desen!
Gecenin atlasýndan koparýlmýþ yýldýzlar,
Büyülü perilerin dansýnda nefes kesen,
Efsunlu göl düþlerken neden mi gönlüm sýzlar?
Tanýmsýz rügârlardýr baðrýna buzdan esen;
Gündüz Güneþ, gece Ay suda üþür bir de sen!
***
Savaþlarýn olmadýðý, her insanýn egemen ülkesinde mutlu yaþamasý dileklerimle...
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.