her mevsim mi ustura aðzý hayat
yetmez mi temize çekmeye üþümeler
beni ilk
kanattýðýn dudaklarýnda öldüm
þimdi iklim yosun kokusu
kýþýn da açar yediverenler
bense kaç yol hüzne bulanýrým her mevsim
gün batar hüzün baþlar sarýlýrým içime
yüreðimde arsýz bir kýþ yeli fora
bitap düþer düþlerim
sesim hicran giyinir geceleri
bir çýðlýk bir rüzgar bir aðýt
içime içime çarpar dalgalar
ve zýkkým kanar yaralarým
sokaklara yayýlýr bir intihar türküsü
bir yaný poyraz
öbür yaný hýrçýn bir dalga omzun
mecburdum..
yosun sürdüm gözlerime
ruhum batýk bir gemiden soluyor Akdeniz’i
Lara’da vakitsiz bir gün batýmýyým þimdi
uçurumlarda ayak izlerim
yüce daðlara bir namlu gibi uzanýr kollarým
kaçamak býrakýþlar tehlikesinde zaman
þimdi diyorum bahar olsa
sen bir ateþböceði, kýrpsan gözlerini
yeni doðuþlara tutkun
yüreði dal dal bahara duran
bilsen nasýl düþerim yine fakýna
kaparda gözlerimi yürürüm bir mavzer gibi
gece Kaleiçi’nden ay geçerken
Dikilitaþ’ta erguvan renkli sularda yakamozlar
ölüm uykusunu koyarken yüreðime
yüzümü kesen bir ustura gibiyken soðuk
sabah erken gün üþürken
demlenirken çaylar Hasan Aða’da
hani buharý tutarya camlarý, puslu bulanýk
ýslýklarýnda mavi masmavi bir ýþýk duyulurken martýlarýn
doðursan diyorum beni yeniden
abasýz, postsuz bir derviþ gibi
salsam gönlümü çaðlayanlara
Þubat/2014-Antalya
Sýtký Özkaya