Varsýn ele olsun ebet; ömür denen andýr bize
Ten içinde saklý servet emanet bir candýr bize
"Ýmtihana tâbi herkes!"; Böyle diyor ilahî ses!
Boþa geçen her bir nefes, affý zor ziyandýr bize
Kasvet kapý çaldýðýnda, göz selini saldýðýnda,
Karanlýk dem aldýðýnda; sabah yakýn tandýr bize
Hikmet sezip her elemde, sabrederiz en zor demde
Misafiriz bu âlemde; ahret öz vatandýr bize
El kirlenmez ele versek, güçlü derler þayet birsek
Bir yerde bir garip görsek; þol cihan zindandýr bize
Helal ile dolmalý cep, bilen sormaz, "neden acep?"
Haram lokma cürme sebep; sinde kar, borandýr bize
Dünya fani; ara durak, ýrak deðil candan fîrak
Biliriz ki kara toprak, gün gelir yorgandýr bize
Bin yaþansa bitmez heves, Ecel Kuþu sormaz adres
"Mezara bak!" demek abes; her yer Aþiyan’dýr bize
Kanmam yaza hazan da var, ar eden de azan da var
Cürmü yazan, mizan da var; akýbet ayandýr bize
"Kûn" deyince Kadri Mutlak, ne han kalýr ne de konak
Rahman-Rahim tek sýðýnak; Furkan’ý limandýr bize
Ayar ettik dilimizi ayan ettik hâlimizi
Çalan yoksa zilimizi hanemiz vîrandýr bize
Hoþ tebessüm cana þifa, îman ile bulduk safa
Ahmet-Muhammet-Mustafa(S.A.V.), þânýmýza þandýr bize.
Mecit AKTÜRK
Berlin, 31.12.2013