gün aðarýrken;
"kadehteki kýrmýzý þarap öptü kýrmýzý dudaklarýný"
biz teselli rüyalarý görürken,
aþýk çoktan içti bakýr bardaktaki badesini,
kýrdýðý telleri geri takýp
baþladý masal masal gezmelere...
uyandý uykudan bir peri kýzý,
"parmaklarýyla saçlarýný savurup attý omuzlarýndan aþaðý"
omuzlarýndan duyuldu uykunun feryatlarý...
bir gece daha öldü Erlik’in kollarýnda,
tan yeli tandýr çöreði sunarken ufuklara,
Ebegümeci yeni bir yaprak açtý umutlara..
toprak cömertliðiyle övünürken,
yine ben geldim þarkýlarýn mezarcýsý!
bir aþk þarkýsý daha göm yüreðime,
"iki damla bakýþýný süz gözlerime"
kirpiklerin hayallerin sancýsý...
güneþe anlatýnca hikayemi;
kalktý meyhanenin en mezeli masasýndan,
oturdu gitti yalnýzlýðýn ortasýna,
oradan söyledi kýsa süren vuslatýn Uzun Hava’sýný.
kendimi kaybettim,
ýþýðýmý hapsettim gönül kafesine,
gecelerimi yaþýyorum,
kendi gönül kubbemde.
ay yöneldi,
ucuz balýklý raký soframa.
dertleþtik körpe sevdalarýn sahilinde,
yýldýzlarla seviþtik o gece.
ateþ böcekleri sevinmesin,
yanacaðýz beraber!
daha çok var sabaha.