Yerlerde bakýr renkli çýnar yapraklarý yatardý, baygýn
Ve buram buram iyot kokusu dolardý soluklara;
Bir baþka olurdu ’teþrin’lerin gurubu
Moda’da...
Akþam,
Moda Ýskelesi’ne al ipekten bir þal gibi inerken
Burundaki aðaçlarýn üzerinden bir duman görünür,
Derken,
Beyaz atlý bir kral gibidir ’Suvat’ vapuru
Burnu dönerken.
Ýskelede eþlerini bekler Ýstanbul’un en þýk ve güzel hanýmlarý;
’Chanel’in, ’Arpej’in, ’Soir de Paris’nin iyotu bastýran kokularý,
Ve
Bin bir hayâl içinde
Yeni yetme delikanlýlar;
Bu defilenin hayran figüranlarý...
Kavuniçi’den eflâtuna dönerken ufkun rengi,
Sakin denizin üstünde baþlar maviyle kurþûninin cengi.
Bir kuraldýr ki, hiç bozulmaz; bu cengi hep kurþûni kazanýr,
Sonra,
Yavaþ yavaþ o da kaybolur;
Deniz, lâciverte boyanýr.
Þimdi,
Akþamýn efsanesi baþlar Moda’da
Bir yanda ’Koço’dan anason kokularý, þuh kahkahalar,
Bir yanda ’Deniz Klübü’; papyonlu beyler, tuvaletli hanýmlar
Ve denizin üzerinde yakamozlar gibi kaynaþan sandallar,
Gülüþmeler, fýsýldaþmalar, bakýþmalar, selâmlaþmalar...
Sâkin denizde, yalnýz küreklerin ürkek sesi
Ve Fenerbahçe’den yankýlanan bir ’Münir Nurettin’ naðmesi...
Sanki tüm güzellikler rol almýþ bu efsunlu oyunda.
Hele,
Bir de mehtap varsa Kalamýþ Koyu’nda;
Hiç bitmeyen bir rüya, bin bir gece masallarý,
Bir ömre bedeldi Moda’da teþrin akþamlarý...
Ünal Beþkese (1994)
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.