güneþin sýcak tohumlarý döküldükçe üzerime
sayfa sayfa soydum tenimin geçmiþini
baþý dönüyordu zamanýn
amansýz kaldýkça telaffuzu imkansýz kelimeler
küflenmiþ cümlelerde
yýðýn yýðýn bir telaþtý avuçlarýmýzda
terli tuzlu renkler
küle bulandýkça
ve
griye çeyrek kaldýkça gökkuþaðý
kalplerimizde su toplayan fütursuz heceler
anlýk yanýklarýydý hafýzamýzda kilitli kalmýþ kývýlcýmlarýn
sahi
adý neydi vazgeçmenin?
gidip dönülemedikçe
her köþe baþýna ekmemiþmiydik çocukluðumuzu
ve gamzelerimiz de büyütmemiþmiydik menekþeleri
bir zamanlar
biz gülmemiþ miydik adamakýllý
yanýmýzdan geçen rüzgarýn
kulak arkasýna taktýðý karanfile
devrildikçe üzerimize kan revan ayrýlýklar
büyümemiþ miydik istemeden
bir zamanlar
ne çok biz vardý zihnimizin koridorlarýnda
ne çok çarpardý yüzümüz
kalabalýðýna aklýmýzýn
þimdi
dilimize dolanmýþ yýlanlarýn
zehrini kusuyor kelimeler
imlasý bozuk anýlarýn üstüne
ve
zaman yanýðý kokuyor ellerimiz!