içimizin kýyýlarý ölür
bir insan öldüðünde
bunu adamlýktan saymazlar
severiz, uzaðýz deriz
severiz, kaçaðýz deriz
sadece yüreðimizin sesine kýsýlýr meydanlar
yazmak merhemini süreriz gecelerimize
yalnýzlýk koðuþlarýnda müebbet
mavilerimizden çalarýz
adý ömrümüzün geri kalanýdýr
bunu da adamlýktan saymazlar
içimizin dinleri
içimizin peygamberleri tutar omuzlarýmýzdan
aþkýn ötesine geçemezsin der bir ses insan olarak
anlatsýn isteriz tabiat , dil oluruz kelebeklere
susarýz aðaç kavuklarýnda
avuçlarýmýz çam reçinesi kadar sadýktýr yaþamaya
saymazlar
baþýmýz öne eðik yer karolarýný sayarýz caddelerde
gençken gökyüzünde ki parçalý bulutlarý
kibirli müfredatlarýný görmezden geliriz
bileklerimizde kelepçesi yokluðu ezberletirken büyümek
yok’uz deriz yüz binlerce varlýðýn içinde
ama yine de sevdik deriz varlýktan sayýn
saymazlar
içimizin kýyýlarý ölür bir lisan öldüðünde
eylüldendir deriz
saymazlar
içimiz hep eylüldür
saymazlar...