ýlýk bir kimsesizlik dövdükçe düþlerini
saðýna soluna düþtükçe karanlýk bir silüet
aklýn yaðmalandýkça
peydah oldukça parmaklarýnda
baþýboþ kederler
ve sesin yankýlandýkça
boþluðun bile boþ geldiði zamanlarda
tutunamazsýn
dokunamazsýn bir elinle diðer eline
buz kesiði bir telaþ yýkar geçer gözlerini
çocukluðunu yakar cýlýz bir alev
kaçtýðýn neresi
ve nerden kaçýyorsun
bilemezsin
uyuyamazsýn hiç bir gece
yaslanýp yastýðýna
uyku diken
uyku kor bir yangýndýr artýk
þahit olduðun þafaklardan
kalkar gelir karabasanlarýn karasý
düþünemezsin
hiç bir anlam
anlamsýzlýðýnýn yanýna yakýþmaz
anlatamadýklarýndýr azrailin gölgesi
bu yüzden
siyahtýr yazdýðýn þiirler
bu yüzden
en çok kendini inkar eder kalbin
üçe bölünmüþ odalarda
yer bulamadýkça kendine
yersiz yurtsuz býrakýrsýn bütün çocuklarý
her gün
yeni bir denizi kurutur kuraklýðýn
ve her deniz
önce senden vazgeçer biraz
biraz da
gökyüzünden
iflah ýn kesilir önce
cümlelerinin altýna döþersin ömrünü
düþersin göz çukurlarýna yar’in
velhasýl
nereden düþtüðünü anlayamazsýn
kolay görünse de yaþamak
yaþar gibi yapar
yaþayamazsýn...