Kalbimin,
Çok eski bir hikayesi bu
Tanýþtýðýmýz ruhlar alemine dayanan
Her atýþýnda seni dileyip zikrederken
Bir meleðin duasý kadar masum
Bulana dek özleminden
Görünce hasretinden yanan
Sevgili ...!
Ýyi ki bu kalp topraktan yaratýlmýþ diyorum
Eðer kaðýttan olsaydý
Daha özlemin o ilk fitilinde yanar tutuþurdu
Ya demirden !
Hasretin o ilk kývýlcýmýnda eriyip yok olurdu
Bir dilencinin eskimiþ yýrtýk ceketi gibiyken yalnýzlýðým
Uzun zaman sonra gelen
Hasat mevsimi su içip terleri silenleri
Askerden sýlaya dönenleri müjdeleyen tren sirenleri
Bahar mevsimi çiçek kokusuyla dans eden kýrlangýç sesleri
Yýllarca beklediðim en büyük özlem
Ýþte gerçek mutluluk,
Taþtan topraktan bu bedene
Nefes aldýrýp, can katan ...
Sevgili ...!
Unutup ayrýlmakmý dersin !
Düþünüp yazmasý bile çýldýrtýrken beni,
Dua edip yüzümü sürdüðüm KABE’nin örtüsündeki gözyaþlarým dururken
Yüreðim gibi,
Gözyaþlarýmla sana yazdýðým/yazamadýðým
Þiirlerin mürekkebi bile hala kurumadý ...
Sevgili ...!
Hasretinden kancalarla
Mahkumken zindanlarda
O gün gelip te kavuþunca
Özledim diyen sevgililerin yüzleri kýzarmazmý
Þairlerin vuslata dair yazdýklarý ýslanýp bozulmazmý
Sudan sebepler yüzünden küsenlerin,
Yürekleri acýmazmý için için
Özledim kelimesini icad eden Ecdadýmýn kemikleri sýzlamazmý
Hepsi ayný anda ...
‘’ Ey yar, gözlerin yüreðime baðlý kördüðümsün, sen Amin diye ellerimden yüzüme sürdüðümsün ‘’
23.06.2013