Yorgun gibi, burulmuþ kabuklanmýþ Dedemin dedesinin bakýr tenli çamlarý Çok uzaklardan duyulurmuþ kokularý Ve de iyne uçlu yapraklarýnýn uðultularý.
Onlarýn biraz altýnda gümüþ dere Artýk eskisi gibi pýrýl, pýrýl, akmýyor. Belli ki onu da kurutmuþ yýllar, Her þeyi teslim alan yýkýcý zaman.
Kaç yýllýk bir sevdadýr bu? Tabii sizler bilmezsiniz! Þimdi biraz sabýr, tahammül göstermelisiniz: Hüznümden kurtulabilirsem... Gözyaþlarým durursa, Ýçimde kýpýr - kýpýr, kýpýrdayan Arzularýmý yenebilirsem, Anlatmaða baþlarým kýrk altý yýl öncesini.
Kýrk altý yýl öncesinin on dört yaþ çocuðu, Bir eylül ayýnda, aslanlý tepesinde, Sabah yýldýzýnýn parladýðý anda, Þimdi ak saçlý bir yabancý gibi Doðduðu, yaþadýðý topraklarda.
O topraklar ki, konuþur gibi mýrýldanmakta, O sular ki durgun ve yaslý akmakta Konuþurcasýna, tanýrcasýna, Özlem gezgincisine sevgiler sunmaktalar.
Hep içimde kurduðum: Eðer tekrar basarsam o topraklara, Çýtýr, çýtýr ses veren kuru yapraklara, Söz bir Allah, basýp çýtýrdatmayacaðým... Peki, nasýl olacak bu iþ? Son derece usturuplu basacaðým, Bastýðým yerleri bileceðim, Gürültü yapýp, ezip – bozup yuvalarýný Karýncalarý bile incitmeyeceðim.
Kumsaldan geçerken de, Arýkuþlarýný, yýlanlarý ve de tosbaðalarý, Toprak dam tavanlarýnda yuvalanmýþ Narin ve dost kýrlangýçlarý, Derin uykularýndan uyandýrmayacaðým.
Umarým kalmýþtýr, birkaç tane, Ünlü ve sadýk kýzýl KIREY köpeklerimiz; Ne hisli, ne sadýk hayvanlardýr onlar, Bebelerimizi kendi bebeleri, Evlerimizi kendi evleri bilirlerdi.
Ninem anlatmýþtý:”Bunlar insan gibidir, Onlarca yýl da geçse kokularýmýzý unutmazlar Ev halký uyanýp iþe koyulmadan yatmazlar. Bakmayýn öyle ufak tefekliklerine, Tüyleri gibi kýzýl, ateþ saçan gözleri, Mangal gibi yürekleri vardýr; “Bunlar Kerbela’ nýn kýzýl - krey ýrký köpekleridir” derdi.
Ýnanýlmaz gibidir ama gerçek Aynen kýrk altý yýl öncesin de olduðu gibi, Yine sabahyýldýzý altýn sarýsý bir balon renginde, Yalangoz tepesinin üstünde sarkmaktaydý.
Sadýk kýrey köpeklerimizi düþünerek Bukadar uzun aradan sonra, “Acaba hala yaþayanlarý var mýdýr, Askerden dönen aile bireylerimizi Karþýladýklarý gibi; Beni de karþýlayacaklar mý?”diyerek, Bu defa korkusuz ve aþina, yürüyorum Don deresi mezarlýðýnýn önünden geçerek.
Nasýl duymuþ, nereden haber almýþlar? Oysa geleceðimi gizlemiþtim, Birden güleçyüzlü yeyenim, Üç tane de, kýzýl kýrey köpekleri Karþýma çýkýverdiler.
“Ya.. demek öyle ha ! Olur mu böyle bir yabancý gibi, Doðduðun yerlere gizlice gelmek."
Sevincim birden baþýmdan aþtý, Duygulandým gözyaþlarým sel olup taþtý. Kýzýl kýrey köpekleri, kýrk altý yýl öncesi gibi Boyumca sýçrýyor, tiz sevinç sesleriyle, Sanki beni tanýdýklarýný, aileden olduðumu, Anladýklarýný hissettiriyorlardý.
Her þeyin sonu gibi, bunlarda, Bilmem kaçýncý göbekten Son üç diþi kýrey lermiþ. Üç yýl önce erkekleriyle ikiþer yavrularý ölmüþ þimdilerde yavrusuz olmalarýnýn nedeni Kýreylerin tabiatý gereði, Baþka cins köpeklerle birleþmezlermiþ.
“Ya iþte böyle özlem amcam... Bazen çok üzülür günlerce yiyip - içmezler Bekledikleri varmýþ gibi, Hep gün batýsýný gözlüyerek; Demek son görevleriymiþ Özlem amcalarýný beklemek.
KEMAL POLAT "2005"
Sosyal Medyada Paylaşın:
kempol Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.