Ve
Demek ki...
Açýnca semaya, kaçar bulutlar,
Demek ki elimiz, el deðil bizim...
Bükünce rükuya, kýrýlmaz putlar,
Demek ki belimiz, bel deðil bizim...
Uyarýz harfiyyen ne derse “imam”,
Had safhada “þekle” özen-ihtimam.
Þartla-þurtla kulluk olmuyor tamam,
Demek ki kulumuz, kul deðil bizim...
Müphem þefaate ümit baðlarýz,
Dünya iþlerinde nefsi yeðleriz.
Nebi’nin ismini duysak aðlarýz,
Demek ki selimiz, sel deðil bizim...
Mazide tutuklu istikbalimiz,
Hurafede solar her hayalimiz.
Ulaþmaz Mevlaya arzuhalimiz,
Demek ki dilimiz, dil deðil bizim...
Hasým bildik aklý, fikri öldürdük,
Bilim defterini pek sýký dürdük.
Cahil düþtük, þirkin izini sürdük,
Demek ki yolumuz, yol deðil bizim...
Helal-haram bilen müminiz, lafta,
Dengimiz yok lakin, hile, hilafta,
Ýslam tavýr deðil, yalnýz bir yafta,
Demek ki halýmýz, hal deðil bizim...
Ýnsanlýk istisna, kölelik asýl,
Saadet tarihte kalmýþ bir fasýl.
Kaç asýrdýr ayný her gelen nesil,
Demek ki dölümüz, döl deðil bizim...
Kafirde güç-gayret, bizde “kader” var,
Kefaret sanýlan “hüzün-keder” var.
Rahmet makamýndan “kara” haber var,
Demek ki telimiz, tel deðil bizim...
Veli BOSTANCI
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.