Duvar yazýlarýna tutunuyorum
yorgun bir iþçinin nasýrlarýyla
ismim çoktan çýkarýldý sloganlardan
hasta bir tüfekten ateþliyorum kendimi
bir ölümlük daha mola vermek için hayata
göðsümde biriktirdiðimden beri intihar düþlerimi
hiçbir þehirde hiçbir cadde aydýnlýk kalmýyor
yaftalandým kundaðýný yitiren bir aþkla avuçlarýnda
biraz yorgun, biraz þiir, biraz rüzgar sonrasý
izdüþürerek tüm aykýrý yolculuklara korkularýmý
uðurladým kendimi bir baþkasýný yaþatmak için,
her baþkasýný sorgusuz öldürmelere
gecenin saçlarýný taramak gibiyken gözlerin
ikilemdeki günahlarýma kayýp bir dil daha iliþtirdim
kimse bulmasýn diye bu "þiirin ipuçlarýný"
kana buladým omzumdaki melekleri
saçlarýn kaçýmsar bir karaca yavrusudur
vurunca rüzgar bir nehir gibi durulursun
maksatsýz bir hamleyle yaklaþýrým boynuna
koynumda tatlýmtýrak bir ülke olursun
kavuþuruz efdal bir yalnýzlýk akþamýndan sonra
dilimi öksüz harflerle yakmýþtý annem
çok korktum konuþmaktan, çok sustum
hiçbir þarkýyý ezberleyemem mesela
ama bir þarkýyla baþlýyor tüm çekingen çeliþkiler
yüzündeki gamze, elindeki acem lalesi
turuncu, sarý ve biraz güneþ sonrasý
ve yine bir þarkýyla bitiyor, biraz Sezen sancýsý :
"uzak diyarlarda evli barklý"
ve "tüm aðaçlarý kökünden söküp kanatarak seni"
gidiþinden çok önce çözdüm kelepçeleri
ey yaþanmamýþ ne varsa içimde sýkýlan
kýrýlgan bir kadýnýn yazgýsýna þavkýrken ay
ne kadar çabuk uyanabiliriz bu rüyadan ?
Irmak - Ocak / 2013