Aynalar, þöyle sizi karþýma koyup,
Derinden, bana derinden gelen bir sesle sorsalar,
Ýhtiyarlayan acý gerçeði yoðurup;
Dinmeyen, sýzlayan yaralara sarsalar...
Neden böylesiniz?
Önce dostça arkadaþça,
Gülerek bakarsýnýz gözbebeklerime rahatça
Sonra sýr perdesini aralayýp
Haykýrýrsýnýz : acamasýz, pervasýz, hoyratça!
Dost acý söyler; dobra dobra,
Zayýf omuzlarda hakikat aðýr.
Gönül saðýr, akýl kulak açsa da...."
Ýsyan ederdim size, böyle anlarda sessizce
Gözyaþlarým, gönül yaþlarým yanaklarýmda
Ipýlýk akar durur, hissizce...
Ýner göz kapaklarým, trajik perde duyarsýzlýðýnda
Halsizce, dilsizce, mecalsizce...
S. Edip Yörükoðlu