-birikmiþ tüm hüzünleri bir yýldýzýn saçlarýna asýp
þu vakit herþeyin boþvermiþliðinde olmak vardý-
ömrün kekre bahçelerinde saklanan umutlarý
hep en sevdiklerimiz aldý
þimdi
ölemeyen yanlarýmýzýn kefareti
eski fotoðraflarda yaþýyor
içimizden uçan kuþlar
konsa da haziran/temmuz/eylüllere
mezarçiçeði kokuyor avuçlarýmýz
pencere kýyýlarýnýn puþt ayazlarýnda konaklarken
eski bir yüz aranýr iklimin çöplüðünde
ilkbahar yoksulu gözlerden el sallanýr ýþýða
küllenmiþ sözlerin içinde uzun gecelere tünerken hüzün
arpa boyu ilerleyemeyen bir masalýn
ateþ kanatlý aðýdý içinde
karanlýða tutunur þiir
topraða prangalý sarý yalnýzlýk dergahýnýn sularýnda
b-izler ayný kýyýda dururken
martý seslerinde denize vurur akþam
öðrenir maviyi anlatamayan çocuk kulaç atmayý
sabret
döküle döküle toparlanýr insan deniyor!
sahi sabrýn çekirdeðinde kaybettiðimiz umutlarýn acýsý geçiyor mu?
bilmiyorsun!
ölümün piþirdiði her kelime
yaþamýn çið býraktýðý alfabeyi yakarken
vurulurmuþ bir gün ay da
atlas gri fistanýný giyerken
gün doðmuyor çocuk
(d)uyuyor musun!
anlamýyorsun!
kolumu kaldýrmaya mecalim yok
suskun g-özlere yaðmurlar yaðdýran yol arkadaþýymýþ þiir
anlamýyorsunuz
-beni sadece gökyüzü anlýyor...-