Adýnýn dýþarý dökülen hali Hiç de tanýdýk gelmiyor yüzüme Adýnýn parçalarý karýncalar boðuþurken Aðustos böceði misali izliyorum Adýn tanýnmaz oldukça ciðerimin parçalarý yenileniyor Sûni bir sevinç dokunuyor dudaklarýma Ardýndan gelen gerçek hüzün oturuyor gözlerime
Kapýnýn ardýnda Kalan bedenim uyuþtu sürgün yüreðimin dikenli tellerinde Fikirlerime batan telleri hissedemiyorum Aklýmda gezinen yabancý uyruklu düþünceleri tanýmýyorum Bu gidiþin ardýnda oynanan filmin sonunu da biliyorum Kapý açýldýðýnda uçurum Gözlerim çoktan taþýndý uçurumun en dibine Geriye bir tek düþmek kaldý Düþlerimizden düþeceðim
Aklýmýn her çýkmaz sokaðýnýn sonunda Giderkenki kapý çarpýþýn var Ve sokaða çýkma yasaðý Çýkarsam eðer her köþe baþýnda cellat Çýðlýklarým yenik
Kapý kapanýr Her kapandýðýnda kapýlar Pencereler çarpar Bir düzen devam eder Ezelden beri kurulmuþ yalnýzlýk
Yalnýzlýðýma eþlik eden kapý sesleri Pencereler yetmez yalnýzlýðýmý dindirmeye Etrafý seyretmek ne gereksiz bir hareket Yarýn ölmeyi düþünenler için
Anneden kýza geçen bir terk edilme duygusu belirir hep Her kapý kapandýðýnda Pencerelerin çarpma sesi yetmez unutmaya Beklenen telefonlar gelmez Her gün biraz daha yalnýzlaþýrýz Kapýnýn çarpma sesi unutuldukça