1
yokluðunda iklimler
içimin göklerini dokuyor
yakamoz yakamoz kilimler
baþaðýn harmanlanmasý gibi varlýðým
bu yüzden bilmiyorsun ne yaþadýðýmý
cehennemden çýkýp geri geldiðimi
nasýl anlatayým
neden dirildiðimi
harmanlanmýþ diriler gelirken üstüme
ateþten güllerin nasýl yaðdýðýný ocak ocak
duyulanda sesin ta uzaklardan
mavi gökyüzüydü her yer
alýn yazýmý yüklenip turnalarla
pencereni aþka burç bilmiþ; konmuþtum
dilimde besmele yüklü yeminler
aþkýmýza derlenmiþti
þah damarýmý kestiðinde aþk
maverâyâ yükselmiþ
zerremi asmýþtým ilk gördüðüm yýldýza
tekin deðildi benim akþam üstlerim
katresi aþk olan yaðmurla düþürdüm
gençliðimin üstüne
kaybettiðim visal düþünü
o gün bu gün denizi arar dururum enginlerde
2
Bana sonbahar gibi gel
ellerime doð mevsiminde açan çiçek gibi
ferman gibi gel
söz üzre aðaran
boðuyor beni
yokluðuna dair küflü hikayeler
gözlerim fâni perdeyi delende gel
bu vedayý esmesin heveslerim
fýrat gibi çaðlayanda içim
süzülen bir an gibi gel
mûsa gibi; yunus gibi gel: Yoksa
gergef kelimeler düðümlüyor iç çekiþimi
rûhunu dilenip ufuklardan
örsünün üstünde dövünüyorum
görünmez bir mil oyuyor mermerimi
yanaðýndaki buse süslüyor kabrimi
kuruyor sevgimin dallarý
sarmaþ dolaþ aþkýn kanýmda!
yeþilden ömür versen ya gelip; ne olur!
aydýnlýk yüzün kýzýl daðlarýmý aydýnlatanda
terk edilmiþ sükûta süzülüp
göz göz uzaklarý hayalet gibi görüyorum
rûhumu kuþatan günahým nabzýmý kesmeden
ceza bereketlenip yansýmadan aynalardan
kýrýlan bir nar gibi daðýlmadan yerlere
dipsizleþmeden bütün varlýk önümde
uzanmadan ellerim kor bir aleve
saçlarýný göðsümde tararcasýna gel
arzular bir nehirde çaðlar gibi
ateþin çaðlasýn ellerime
deli þafak baðrýma sultan gibi kurulanda gel
bulamasam da denizi
ararým geze geze dipsiz dehlizi
dönüþü olmayan yollar
aþka götürür âvare yalnýzlýðýmý; en nihayet
dinlerim iç sesimi sabrýmý kaybettiðim kýyýlarýnda
gözlerinin içinde yürürüm aþk boþluðunu bastýrýp
çünkü; bir adýmlýk acýdýr ölüm