Herkesin susmasý gereken yer de
Konuþur musun benimle
’dua eder gibi dudaklarýn’
Sabah olabilir yine
Güneþ açabilir resmin doðusunda
Yirmi dört saatin ilk yarýsýnda
Puanlý acýlarýn alacasýndaki güne
Umumi yaþamak adý altýnda dünya
’Arýlarýn bal damlayan aðýzlarýnýn yaný sýra,
acýtan bir yaný da vardýr ölmek gibi’ derken
Bir de murat alýnmamýþ yýllar ardýnca
Dinlenen binlerce þarký misali
Býrakýp yüreðimin koltuk altýna yalnýzlýðýný
Yeþeren hüznün de
Dünden kalan göz kapaklarýný açýp
’Saklar mýsýn yarýnýn katýksýz ve ak göðsünü’
’Aðlamak istersen
Bilmem kaçýncý tövbesinde, içer mi gözyaþlarýmý dudaklarýn’
Sözü,
Getirdiði yer de biten karanlýklar silerken
Ýlk goncasýnda Eylül’ün
Ýlk mavi isyanýnda
Ýlk beyaza damlayan kanýnda
Gömleðin tam dördüncü kýtasýnda kopan
O çýlgýn kuþlarýn
Çitlembik bakýþlý ötüþlerindeki zaman da
Tutunur musun parmak uçlarýma
’ýssýzlýðýmýz sýzlarken kalabalýklar da ýslýksýz’
Herkes susarken
Her þey dururken
Her gün biterken
Ve her doðan güneþ bir zaman sonra batarken
Ölümden sonra bilinmeyen için
’Sever misin beni gerçekten’
’hiçbir kuþ yalnýz deðildir
hiçbir kuþ yalnýz olduðu için ötmez
hiçbir kuþ öleceðini bile bile yaþamaktan vazgeçmez’
Yine de öleceðini bilip de,
Tüm kirli
Eli kanlý, kadýnlý, yaslý þiirleri saklayýp da
Benim kuþum olur musun mavilerde
Çünkü?
Çün
kü
Sü
Yok iþte!