neden dedim kuþlarý yok bu þehrin gökyüzünde nasý l dediler her kuþ bir gökyüzüdür kuþsuz gökyüzü mü olur? bak iþte kýrlangýçlar, serçeler, taklacý güvercinler hayýr dedim yok ben neden göremiyorum haa dediler sen ölü kuþlarýn lehçesini ezberlediysen göremezsin o vakit mezar taþlarýna tüner aðýtlý gagalarý...
Tanrým kuþ cenazeleri var dilimin kemiðinde sessiz harflerle
tuz basýlý bir yara þimdi gökyüzünün yüreði gözlerimde ah nasýlda yaðmur misali çarpýyorum içime...
düþlerimde giydirmiþim beyaz ceketlerini martýlara gagalarýnda bir lokma simit taþýsýnlar diye göz yolu orucuma berdel biçiyormuþum bülbülü sarý hazana kavmine yakýþýyormuþ her sâda yeni öðrendim bilemezdim sadýklýðýný güvercinin kaburgasýna serçenin bir damla gözyaþýyla buhur olan ruhuna...
ürküyorum avuçlarýmda ayak izlerini gördükçe üþüyen soluðumun âmin demeden anarþisti oluyorum dualarýmýn düþlerim çamur sýçratýyor sol gözümün elasýna yitiriyor dimaðým dünyanýn meneviþ hevesini bir tomurcuðun kanat sesinde ölüyorum aðarmýþ sakallarýna tutunuyorum babamýn bitimsiz hasretimle...
Anne uyandýrsana beni! çocukluðumun gökyüzü arasý düþlerinde uyuya kaldým pencerden kaçmadan kuþ sesleri havalandýrmalýyým yüreðimin kabaran kasvetini yoksa kursaðýnda iç kanamalý bir zýlgýt dilince konuþur bütün kuþlar uyandýr beni anne! kuþlarýn gagasý deðmeden baþ taþýma babamýn yüreðiyle bak bana terketme ama yastýðým olsun dizlerin su çekmeliyim düþümün kuyusundan ma-salla anne ma-salla...