Yüreðimde ki “Aslan” a…
Yaramaz bir kýzdým ben
Ki “kýzlarýn haþarý olduðu görülmüþ þey” deðil derdi bu yüzden annem
Oradan oraya zýplayýþlarýmýn
Gölgemle oynayýþlarýmýn
Ele avuca sýðmayýþlarýmýn tanýðýydý dizlerimde ki derin yaralar
Birer huzur cemresi
Tepemde bulutlarým yoktu
Yýldýzlarý sektiriyordum gece olunca göz uçlarýmla
Bilmeden dolun ayýn suskun bir sancý olacaðýný bakýþlarýmda
Bahçemizde ki aðaç çok çekmiþti elimden
Salýncak olmuþ hayallerime
Saklambaç oyunlarýmýn ortaðý
Maymun olmuþluðumun yegâne þahidiydi bir de
Göðe ermek isteyip kuþlarla yarýþýrken
Bir de aslý teyze rahmetli
Tandýr baþýndan hiç ayrýlmazdý sanki
Üç beþ çocuðu ayartýp
Saklanýrdýk bir köþede
Ve yüksek sesle
“aslý hala
Tandýrý gala
Erin gelende
Meni guvala” derdik
Elinde rapatayla
Düþerdi peþimize
“Ay ciðeri yanasýcalar
Dalý burhulasýcalar
Dili þiþesi
Böðrü kabarasýcalar hardasýz” derdi
Karnýmýz aðýrana dek güler sonra gönlünü almaya tez elden giderdik
Kýyamazdý çocuk hallerimize
Ah…
Hercaiyi bilmezdim misal kardelen gibi
Koþardým durmaksýzýn çýplak ayak yeþile boyanan adýmlarýmla
Annemin özenle baktýðý çiçekler arasýnda…
Þimdi anýmsadýkça buz tutsa da zaman kurbaðayla oynayýþlarýma
En çok o anlarla mutluyum
Çünkü hayattan hiç ürkmemiþtim gözle görülür yaralarým kanarken
Kanayan birer an olsa da þimdilerde ayak izlerim
Parmak izlerim vardý anýlarýn budanmamýþ yerinde
Dokunurken ellerim ve gözlerimle
Ki yüreðimin bitimsiz özlemi var o vakitlere
Bu yüzden herkesin çocukluðunu gösteren zaman en güz-el
Bu yüzden olabildiðince hüznümüz sel…
Her yeni gün
Kumandasý elimde oyuncaðýmdý
Ki sesimde yüreðimde kocaman umutlar bohçalardým
Yarýna yarýnlar eklerdi beyaz merdivenlerle tüm hayallerim
Oyuncak bebeðimi dedem bezden yapmýþtý
Baþkaca oyuncaðým hiç olmamýþtý
Dedem dedim de aklýma geldi birden
Cânýmýn çýnarý
Cennet oluyordu þehir her geliþiyle
Ekmeðimde un dilimde baldý
Çocuk günlerimin mevlit þekerini cepkeninden titizlikle çýkarýþýný
Sübhaneke’yi incelikle öðretiþi acý bir gülümseme düþürüyor þimdi mimiklerime
-Ki her okuyuþta içime yangýnla düþüyor dedem-
Ermeni zulmünü anlatýrken aðýtlý sedasýyla
Yüzüme deðerdi acý soluðu
En sevdiði dostuysa bir malakan’dý
Mem u zin masalýný anlatýrken buðulanan gözlerini hiçe sayan asil sesini severdim
Ana dilinde saçlarýmý severken kuþlarý indirirdi kirpiklerime
“Berxa min þirine berxa min narîne”
Balaca kuþ derdim inatla serçeciklere gülümser
Kocaman bir gök düþerdi býyýk altýna…
Papatyalar koparýp iliþtirirdim kulaklarýna
Ýnce ayar çekerdi sonra adýmlarýma “çiçekler dalýnda güzeldir” diye
Ki alt dudaðýmý büzüþümle
Mavi gözlerini kocaman açýp kelebekler uçururdu
Dudaðýndan sýyrýlan öpücükle yanaklarýma
Gökyüzüne güvercin salan gülümseyiþler býrakýrdým o anlarda
(Dip not: uçurtmalarým henüz duvarlara çiziliydi o zamanlarda)
Þimdi anlýyorum ki bana hiç susuzluk taþýmamýþtý dedem
Kör bir býçaðýn altýnda sessizce duruþunu anlamamýþtým
Belirsizdim fikirsiz ve de þaþkýn
Adýmlarým kirlenmeye baþlayýnca sýzlandým…
Bu yüzden durmaksýzýn yüreðimde ki nârlanmýþ harflare basýyor dilim
Fakat deðdirmedim asla anýlara gözlerimin bir damlacýk tuzunu
Zira kimsede yok çocuk dedemin ýþýltýlý huzuru…
Bana güvercinleri gökyüzüne aitliðiyle sevdiren adam
Þimdi kelimelerin gölgesiyle oyunlar oynuyorum
Kendi gölgem mi?
Güneþler batýyorken inan çekiniyorum
Üþüyorum sýlasýz sýðýnaksýz…
Ve artýk merak etmiyorum
Neden ormanlar kralýnýn adýný taþýdýðýný!