Ils sont Eux

Aðýr ceza reisi duruþmaya girerken
safir bir göz yapýþýyor kýrmýzý yakasýna
kýrmýzý yakalarý var yargýç cübbelerinin
Fransýz ihtilalelinden kalma.
Burslu okuduðu yýllardan kalma ceza reisinin
garip bir tarafý var
kaþlarýný çatýnca bir çocukluk
dolduruyor yüzünü
ürkünç bir uðursuzluk
gülümsediði sýra.
Garip bir tarafý var valinin
makam arbasýna binerken her seferinde
bakýr bir dudak karýþýyor kýrmýzý saçlarýna
saçlarýný parmaklarýyla taradýðý zamanlar
bu dudak
öpüyor onu hain bir yumuþaklýkla.
Safir göz görünmüyor yargýca
kendini valiye vermiyor bakýr dudak
görmüyor alay komutaný tekmil alýrken
gömleðine bir damla civanýn sýzdýðýný
bir gözyaþý, bir ukde anlamý kazanarak.
Kimse görmüyor buruþuk pardesüsüyle bir babanýn
kýrýlgan bir yelpaze olduðunu akþam eve girince
karýsý
katlanmýþ kilimlerle uyum içinde
kolunu büküyor, dayýyor elini yanaðýna
büyük kýz kanepede bu ara
bir göl gezintisine çýkmýþtýr
kelebek ölülerinden bir ýrmakta
sürüklenmektedir lisebirdeki oðlan.
Kýz için
sýrlara karýþmaktýr
bir gölün ortasýnda olmak
erkek kardeþi bir türlü
varamaz herhangi bir sýrra…
Ýki yanýnda neden akar binlerce bu kelebek?
Binlerce kanatlý çekirge neden uçar
beyninin yukarsýnda?
Evde soba yanýyor
önce çalýlar geçiyor çocuklarýn boðazýndan
sonra aðaç kökleri yýrtýyor damarlarýný
bütün ailenin.
Dýþarda soðuk
safirden, bakýrdan, cývadan bir gece uçuyor
gece uçarken kulaklarýna dokunuyor bekçinin
bekçi
mavi zehir þiddetinde düdk çalarak
bir soru soruyor karanlýða
bütün cevaplar sendedir, saklama
diyor karanlýk ona
bekçi en saklý yerinden bir banka broþürü
bir piyango bileti çýkarýp gösteriyor
copunu gösteriyor lisebirdeki oðlana
sonra acýlý olduðu açýkça anlaþýlan
bir kadýna býyýk buruyor
buruk bir sabah
baþlýyor acýlý olduðu
açýkça anlaþýlmayan
dünyada.
Aðýr ceza reisi
santa luçia söylüyor traþ olurken
maiyet memurluðundan beri aksatmadan
yaptýðý gibi vali sabah sabah
parlatýyor
zaten pýrýl pýrýl olan siyah
kunduralarýný.
Kýþlada alay komutaný
barakalarýn kar altýnda öksüz
duruþlarýna bakarak
susuyor, söylemiyor bildiði tek þiiri
“güzel olan hiçbir þey hülasa edilemez”
demiþ çünkü Valéry.
Çünkü serbest düþünme zamaný geçti artýk
þimdi mesai saati
disiplin kurulunun toplantýsý var
arþivde sicil belgeleri damgalanacak
tayinler imzaya girecek
teftiþe gidecek generaller
rüya, okþayýþ, Tevrat
gibi kelimeler
gündemin dýþýnda.
Yurttaþlar uygunadým çalýþmalarýyla
söktüler kariha yarýmküresini yerinden
bir pusula koydular açtýklarý boþluða
titreyen, korkak ibresiyle bu pusula
kuzeyi gösteriyor serbest
düþünme zamanlarýnda ;
safir bir göz görünce karýþtýrýyor yönü
týrnaklarýný yiyor bakýr bir
dudak ona yaklaþýnca ;
cývadan bir gözyaþý
bari olsun istiyor
bütün mesai boyunca.
Buruþuk pardesülü adam dalgýn
gittikçe daha dalgýn, elinde cetvel
masada hesap makinesi, pusula
yetmiyor dibe dalmasýna
baðlýyor kalýn bir urganla beline
aðýr bir sandýk
salýyor kendini
yeþil yosunlarýn
kýrmýzý balýklarýn
uçan kabarcýklarýn
derinliklerine
orada
bir sandýk buluyor
yakutlar, altýnlar, pýrlantalar
adam dibe inmek için beline baðladýðý
sandýðýný keþfediyor dibe ulaþtýðýnda.
Öyleyse adamýn eyvah ýþýdý yüreði
eve dönmesine gerekçe
bulamýyacak bir daha.
Eyvah çattý kaþlarýný, ayaða kalktý yargýç
elindeki kalemi
gülümsüyor, kýracak!
Atýldý öne, denize doðru lisebirdeki oðlan
denize, yakuta, entegral hesaplarýna.
Kardeþim!
diye haykýrdý ablasý arkasýndan
fýrladý kanepeden
kopardý kafasýný bekçinin
safirden bir baltayla.
Anneleri
mutfakta kalan son bakýr sahaný
alüminyum olanýyla deðiþtirdi.
Mesainin bitimine on kala
istifa etti vali
çamurlu bir yoldan
yayan yürüdü sýnýf arkadaþý
olan nalbantýn dükkanýna.
Alay komutaný oðlu için
otomobil satýn aldý
Mercury marka.
Kýþ geçti, öksürük haplarýyla
geçti cumartesi
hiçbirþey söylemeyen sözlere varmak için
herþeyin sonuna kadar söylenmesi gerekti
incir… yarpuz… karamela…
la havle ve la kuvvete illa billah.

1981






Sosyal Medyada Paylaşın: