Akdenizin Ufka Doğru Mora Çalan Mavisi
Kim yeni terleyen býyýðýna, sakalýna sevdalanmýþsa
Ölünceye kadar bu daireden dýþarýya ayak atamaz
HAFIZ
Yaz günleri beni hatýrlamýyor.
Salgýlý bir hayvanla bitiþiyorum yaz yaklaþýnca
yayýlýyorum ortasýna sevgili tüylerimin
geniþ uykulardayým, muazzam uykularda
yýllarýn zulmünden haberim yok
ne de sürgün taþralý kýzlar korosundan
geçiyor hazza yatkýn dudaklarýyla gece
canýmýn ilmekleri arasýndan.
Beni artýk kimseler arayýp da bulmasýn
beyaz harmanilerin göklere açýk sofrasýnda
yýktýðým saltanatýn dizinde inlediðim
aþkýn en tabanýnda yattýðým anlaþýlmasýn
çünkü ben çok gizli bir yanlýþýn
dehþetengiz yeteneðini ölçmek için
yepyeni bir hata için iniyorum Akdeniz’e
Meryemoðlu sanýp ben zavallý ademi
çarmýha çaktýlar orda çok zaman önce.
Çok zaman önceydi ki otobüsler
mermer sütunlu þehirlerden sahil çardaklarýna
nice yýlgýn havarilerle gidip geldi.
Hepimiz, yani taflan çiðnemekle güzelleþen çocuklar
havariler karþýsýnda harami
gövdesinde hayvan kabarýnca mecalsiz
kutlu bir tan çýkarmayý denedik
kayser makinasýndan
anneler
sevecen gözyaþlarýyla korurdular bizi.
Bizi sen ey beyhude ve baygýn duygularýn yýrtýcýsý
sen ey loþ çalgýlarý uykulardan çýkarýp
bahçelrin hayatýna yerleþtiren esrar
bizi býrakmýþtýn
acý güller salýnýrdý kanýmýn raddelerinde
ve ben güneþ altýnda kendini bize öptüren neyse
gece onun kimlerle buluþtuðunu araþtýrdým
o zaman yalýn yürek kaldým þiddetin çölünde
aldanýþlarýn çölünde korkudan
denize dilimi soktum ayaklarýmdan önce.
Bu kadar, bu kadardý Akdeniz
aslý yokmuþ dinlediklerimin
eski moda güneþ sanrýlarýndan
bir þair cesedinden hiç farký yok denizin.
Yok ve yaz günleri beni hatýrlamýyor
boðulmuþ hüznü gösteriyor bana memelerinden
geçiyorum bir yakýcý maviden derinleþtirilmiþ mora
geçiyorum ayaklarým altýnda kumlarý hýçkýrtarak
Kara yaz! Karanlýk yaz! Kararan vücutlardan
rýhtýma varmayan ceset elbette hatýrlanmaz.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.