/töre bu ya
rüzgar
hoyratça esse ne fayda
d/okunulmamýþ mektuplarýn
asma gibi
sarksa
boynuma
veryansýn etmeden
manalý
akþam otursa gözlerine
ah ne fayda/
ki varoþ ellerinde
siner
göðüme
sabi düþlerin
devasa ýþýklarýn
ýrmaklar
beyazlýðýnca
üstüme s/iner sessizce
gördüðüm en son
bakýþ
yaslý pencere önündeki yaþlarla
büyür
küçüldükçe küçülür
omuzlarýn isyaný
kayboldukça kaybolur gider
hakeza
zakkum
renkli
hýrçýn raksýn
uçarý olsa da
bezdirse de martýlarý
kuþlarý
birbirinden
gün doðuyorsa
mecburuz dayanmaya
mecburuz yaþlanmaya
hiç kendimize zaman vermeden
yok olmaya mecburuz
hayatýn kör düðümleri
bazen
korkak tenin avuçlarýnda
heveslerinle
kalbe dokunur hissiyat
maneviyat
ya bize öyle gelir
ya da onlara
aðýr seðirtir artýk hikayeler
izler
aðýr aksak
gider zaman
hem de hiç anlamadan
anlatamadan
anlaþýlmadan
sakince akar gider yoluna su
aðlayamadan
yolak kentin
bacalarýnda
nöbet tutar o gözler
her gün
gidenleri bekler
liyakat
ömür
boþluk boþluk
izbe tenhalarýnda yaþamýn
sonu
ahir zaman
ezelle baþ baþa
randevu
beklemeden
bekletmeden
tökezler ayaklar
beyaz bir
düþ düþer
yok olur
saçlar
yollar tükenir
bitiverir
aniden tereddüt etmeden akar gidiverir
gün olur gelir de
beyitlere sýðmaz, ölür de siliniverirse
bu
mersiye
kýrýlýr dalýndan tohumu çiçeðiyle
çünkü bu kadýnlarýn öyküsü
çok
uzun
hikaye...
...
(Ýlknur Karaca)
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.