asýrlardýr geriye uzatýlmýþ
bir meydan dayaðýdýr insanlýðýn ortasýnda
sözcüklerim yetmiyor kederimi dile dökmeye
ne denli enezim anlayýn iþte
göz kýrpar sonbahar
toprakta ot kurur
mutsuz olur küçük pencereli ýslak damlarýn çocuklarý
yenilgilerle doludur geçmiþleri, kaçýp kurtulmayý beceremezler
hangisi sýyrýlabilir ki korkularýndan
her biri bir düþüþün hikayesinde düþe kalka
yuvarlanýp gider güneþin sönük yüzünde
mevsimler hep güz, otlar can çekiþir hep
ey koynuna sýðýnamadýðým güzel ülkem
kapýlarýmýzýn köçeðinde dönmüyor anahtarlarýn
yolumuza çýkmýyor yollarýn
ýþýðýn vurmadan yüzümüze
gözümüz açýk geçip gidemiyoruz
anla iþte
ellerine kýran mý girdiydi
insafý da gözleri gibi yok uzak kentlerinin
baþka bir yer var mý söyle þu gökkubbenin altýnda
sermesinler önümüze masumluklarýný
niyet çekmesinler
bizim coðrafyada kimsesize yuva sorulmaz
sel olur
yel olur
vurulur yaþamlar vakitli vakitsiz
isli duvarlarda metruk soru iþaretleri
solgun renkleriyle asýlý durur
yakarýyla bin yeminle gelseler hangi yürek aldýrýr ki
dünya gözüyle dillerin kirini gördük
gördük hiçliklerini
kalubeladan beri
hiç mutluluk örtünmedi mi bu daðlar
karanlýðý derinleþen çocuklar
susuz kalmýþ balýklar çýrpýnýp durdular
ezeli de ebedi de bellidir bu tirþe tufanýn
güçsüzleri yok sayanýn aðýlýdýr iktidar
bunu bir kadýnlar biliyor
bir de çocuklar
Müsadenizle