SABÂ SESLER
/saklanmak için kendini yorma
yanarlarken, içlerini görmüyorsun
onlar / közü saklýdan geçiyorlar, tozla dumanla
hangi tene deðerse o bilir ateþi /biliyorsun!/
sonsuz vedâsýyla giderken gün
parmaklarýnla, geleceðin iþaretlerini sokuyor gözümüze
yaþanma ihtimâlleri olmayacak vakitlerde
çocuk yüzünün perçemlerini arýyor bir el
korkunun söylediklerini duyup
kara vakit gerçekleriyle ürperiyor kalem
susmuyor rüzgârýn uðultusu kabaran toprakta
vadesi bitmiþ soluðuyla
sararmýþ kaðýtlarda kalýyor gamlý zaman
gitgide çoðaltýyor fosforsuz boþluðunu
seraplar seraplar seraplar…
vuruluyor, henüz kanat çýrpmaya baþlayan kuþlar!
ve þaha kalkýyor pusuya yatmýþ umutsuzluk
geçmiþ ile gelecek arasýnda
acý acý týnlayan sonsuz kabulleniþ
kaderin tutulamayan elleriyle
hep bir dibe vuruþ...
kilitlenmiþken içinde soluðun
ölüm, tek kiþilik bir oyundur hayat sahnesinde
sabâ sesler silme sessizliðiyle çoðul…
uykuda toprakla bahtiyar olanlar
duymuyorlar gecikmiþ siren seslerini
bize kalan yâdigâr
taþ üstünde taþ mezarlar…
ve
filizlenmeyen kýsacýk “keþke” /lerin
upuzun çýðlýðý takvimlerde!...
Hâdiye Kaptan
© Bu þiirin her türlü telif hakký þairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.