Hayat dediðin, o eski tanýdýk deðil
benim için artýk
bu ev, bu odalar, bu salon
çok bildik ve tandýkken bir yandan
alýþkýn olduðum hiçbir sesi, hiçbir kokuyu
gözümde deðil de, ruhumda iz býrakmýþ
hiçbir iþareti bulamadýðým bir yabancý
duvarlarýna sinen insan kokusu,
yemek kokusu, eski eþya kokusu
ve sesler silinmiþ
sonsuz bir karanlýkta akýp kaybolmuþ
ev kendi geçmiþini kaybetmiþ… Leylâ
ruhum, kýþ bahçesinin kederli yalnýzlýðý
içimdeki kusursuz mutsuzluðu,
hayatla baðýmdaki isimsiz eksikliði
ve boþluða baðlandýðýmý bilmenin tedirginliði ile
yaþamak
ölüme bir adým yakýn! ...