Lain geceye uyandým mavi bir limaný yýkayan ellerim oldu seninle hep ayný bankýn üstünde oturup, hayallerimizi anlattýðýmýz saat 19.43’ü hayal ettim. çok yorgun olduðumdan dolayý latince isimleriyle manasýzlýðýný itiraf eden farklý iki kutudan birer tane aðrý kesici aldým. gülmek istedim o anda gülmenin tükürüklerini ellerinle kapattýðýn mehtaplý gecelerini aradým karþýda karþý çok uzaktý, sen de daha uzak sevgilim.
sonra ayný masala dilbeste olmuþ gençlerin yüzlerine baktým onlarda bana baktý gülüþtük hepsiyle, az kalsýn seviþecektik de! baþýmýn aðrýsýný kestiðini zannettiðim Ýzmir çýkýþlý tütüne sarmalandým vakit geç olmuþtu hiçbir þey de yapmamýþtým yine saatin içinde akreple yelkovaný izledim yetmedi, televizyonu açtým saat baþý haberlerden ölümler bekledim, ölenlerin isimlerini merak ettim yok, çýkmadý; yine yoktun, orada da yoktun. gittiðin öyle koymuþtu ki içime hani bizans yýkýlýrken bu kadar oturmamýþtý göbekli aziz papanýn yüreðine sonra ne yaptým biliyor musun? nereden bileceksin ki! resmini elime aldým, korkma kötü bir þey yapmadým, sadece elime aldým resmini hani ilk kez elinden tuttuðum pazar günü eskiçarsýnýn çýkýþý vardý ya donup kalmýþtýk ikimiz de... eðer polis memuru genç Necdet gelmeseydi, dokunmasaydý bana öyle donup kalacaktýk yýllarca. ama dokundu ve çözdü bizi sen utandýn hatta aðlayacaksýn zannettim bilemedim. meðer sen de sevecekmiþsin ki tamý tamýna 2 yýl 7 ay 19 gün 5 saat 11 dakika ve de yüreðimi tuttuðum 33 saniye beraber olduk þehir dýþý parklarda, cafelerde, ýssýz piknik köþelerinde... ama þimdi yoksun kahrolsun içim dýþým hep militan yetiþtiriyor ayrýlýðýndan yana senin yalnýzlýk dediðin siyah göz kaleminle ve de saçlarýnla hani yastýðýnýn üzerinde kalan simsiyah kývrýlan yýlan figüründeki saçlarýnla; ah can, ah can, bahtýma mý yanayým, nerede yakýlayým, kime söyleyeyim? ne zaman biter bu isyan, yetmez mi artýk noksan kalýþlarýmda ki aþka nisyan; ne var elimde, hepsi sýzmadý mý inan?
kendi terini yalayan bir hayvan oldum bugünlerde kendi tükürüðünde ferahlayan belki biraz susadýðý için havlayan dost olduðum jilet izlerime aþina banyoda ki paslý küvete. biliyor musun o da seni özlüyor o da sana hala aþýk, senin yokluðunda hep dökülüyor hani sen orada oturuyordun, tam orada, tam karþýda, tam þurada, tam tamýna kalçalarýn þurada yok yok þurada ya da þurada ne fark eder ki aslýnda yoksun artýk ne orada ne burada...
þiir filan da yazmayayým dedim küvetin içinde olmadý be! hakkýmý alma ki iyi yazýyorum parmak uçlarýmla kanýma buladýðým þiirlerimi banyo fayansýna geçen ay yazdýðým þiir hala çamaþýr makinesinin arkasýnda ki fayanslarda temizleyen de yok öylece kalýrlar galiba. cife, vime de ne lüzum? tursil almak için artýk pet þiþe de biriktirmiyorum ne gereði var ki! artýk sarý lekeler için bir baþka su kullanýyorum bir baþka…
kanlarýmla, aslýnda kanlarýna yazýverdiðim mýsralardan sonra tüm kirleri yýkamak için yeteri kadar aðlýyorum galiba.
yine pencere önünde güvercinler sýçývermiþ þampuanýn kapaðý açýk kalmýþ banyo terliði yatak odamda býçaklar, tornavidalar yataðýmýn tam ortasýnda bir de jiletler...
bana aðlatmayý öðretmek için sevdiðini söyleseydin sanýrým ölmek için ilk gönüllün ben olurdum, diye söylemem gerektiðini de hatýrlatmalýydýn kapýyý öylece çekip gitmeden önce.
ece...
Sosyal Medyada Paylaşın:
HakkınSesi Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.