sensizliðin ezberinde sessizlik ýþýldarken suya
vakitlerde gün mora çalar
karanlýðýn gizli kuytularýna akar boþluðum
yürürüm/bir çocuðun acemiliðinde rüzgara
býrakýrým gecenin saçlarýndan
uyuyan ðöðü
deðiþen iklime
kat kat yalnýzlýðý giymeye hazýr
yaðmurun ellerindeki serçe
sürgünüm yüzümde sýzlanan baharýn
gurbetine...
seferinden dönen akþamlarda susan düþlere
korkma Anne
gül verecek deðilim sýrlanan diþlere
deli tekne yüreðimde bütün yaþamadýklarým
alýp baþýný gitmek isterken
kendimi dikenlere de vuracak deðilim
ellerimde öfke aynalara vuran
serüven
ki ben
gün usulca daðýlýrken geceye
yaþananlarýn ölgün kýrmýzýsý
ufka süzülen sevince baðladým
güneþi
çünkü;
yýllarýn inatçý ayazlarýnda buðulu izler
ömrün içinde siyah yürür saçlara
kaybetsem de yeþilleri saðanaklarda
yollarda ceketsiz aþk
eski bir þarký sancýsýnda
ki
dokunsam ölür
dokunsam büyür
bu yüzden kaç solgun yüze duyarsýz kalýr
iyileþmez anlamsýz korkular
anýlarýn ellerinde gezerken
çaðýrmasana beni hüzün
her yerde silüetine kilitlenir efkarým
kimse bilmez uyurken avuçlarýmda ay’ýn
hayatýn yarýsý olduðunu
yaþam tutuklu dilimde duraklarken
konuþma sakýn mezar uykularýma
elbet güneþim oralarda da
takvim bulur kendine
ýsýtýr tenleri
kuytularda gözleri çalýntý gülüþlerimle
bir yarayla hep adýný yazar aþk
yýðýlýr yalnýzlýk
ve her gün nasýl kanatýr canýmý bilsen
kimse bilmez vakitleri vurur
hüzün
titreyen gölgelerde büyüttüm kendimi
gövdesinde oturan bakýþlarým telaþ
yansýrken ýþýklý evler sýðýnaðýma
sormam hiçbir þeyi
içinde kavgalý hayatlar
nehir düþüncelerime tükeniþ
ey kalabalýk
ölürsem siz olacaðým
kerdelerde
sýzmayýn çaðlayan sulara/denizlere
denizler vardýðým yere býrakýp atlas yüzümü gidecek
düþleri avutacaðým oyalarken hüzün beni
nereye elimi uzatsam uçurum
nereye sesimi duyursam soyunur uzaklar
ki yalnýzlýk
toplarken ölüleri baðrýma
hiç ölmez
Anne.