Eski bir gramafonun cýzýrtýlarýyla açarsýn gözünü.
Ve herzaman sayýkladýðýn þarký eþlik eder bu cýzýrtýya.
Karþý komþumun son ses müzik keyfi ve senin dilinden düþmeyen sözlerin yankýlanýr.
’ Elbet bir gün buluþacaðýz ! ’ der o eski’meyen þarký.
Duvarlarýn arasýnda yankýlanýp yüreðine kadar hissettirir dinlerken.
Oysa ne kadar da güzeldir þarkýlarý dinlemek.
Hemde aklýn o’nda ve sen hiç duymazken.
Sadece Düþ’ersin bir anda ve silkenirsin.
Þaþkýn þaþkýn çevrene bakarsýn kimse yok !
Kurduðun düþ’ler temelsizlikten yýkýlmýþtýr.
Sonra bir tabureye oturursun usulca.
Bugün ne yapsam düþüncesi yer alýr aklýnda.
En iyisi yine ’seni sevmek’ dersin ve kalkarsýn oturduðun yerden.
Kitaplar’ýn dizili olduðu bir raf bekler seni.
Dýþardan görenler çok kültürlü binlerce kitap okumuþ der.
Halbuki sen hepsinin tozlu sayfasýna 1 resim yerleþtirmiþsindir.
Özelini, vazgeçemeyeceðini kýsacasý ezberini . .
Alýrsýn eline bir kitap ve sayfa sayfa gezmeye baþlarsýn birden..
Sonra yýpranmýþ, tozlu bir sayfaya gelirsin duraksarsýn aniden.
Sadece uzunca dalarsýn ve bakmaya gerek duymazsýn.
Çünkü körü kör’üne okuyorsundur . . ’ Ezberinden! ’
Hakan Özalp...
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.