Karþýsýnda daha da iri bakýþlarla
güçlü duruþunun altýnda
bitmiþ bir kadýn pencerede
Çeþme’nin sert rüzgarýnda
beyaz beyaz yuvarlanýyor þiir yazdýðý kaðýtlar
yelkenliyle süzülüyor hayalleri
anýlarda kurumuþ Ege’nin tuzu
kuraðýnda acý
umutlarý boðuluyor mavisinde
Elleri deðiyor "mum kokulu bedenine"
gözlerindeki dikenli tellerde süzülür kuduz yalnýzlýðýn salyalarý
arsýzca boy gösteriyor saçlarýnda
kaç kabuslu gecenin mezarcýsý
küçük kýz seyrediyor
her zamanki gibi sessizce
-anne, hadi deniz kýyýsýna inelim
dalgalara býrakmak istiyorum küçük kýrmýzý sandalýmý... diyecek ama
boðazýnda düðümleniyor her seferinde
gücü yok boyu ile ayný tekerlekli sandalyeyi itmeye
annesinin kalkmaya gücü olsa keþke.
zorlanarak attýðý birkaç adýmdan sonra
ellerini tutuyor annesinin
gözlerine bakmýyor...bakamýyor
biliyor çünkü; altý yýldýr ayný yaþlar düþer yüreðine
ve altý yýldýr ayný sessizlik
dalýp gidiyor annesinin kilitlendiði pencereden
martýlar nasýl da dans ediyor
kýskansa da yüzünde küçük güller açýyor
-Anne,
ablamla, babam da görüyor mudur kuþlarý?
bu deniz gidiyor ya taa uzaklara
bak hani orda bulutlarla birleþiyor
yaseminleri toplayýp bahçeden oraya kadar gitsem
görür müyüm onlarý?
babam denizi, ablam yaseminleri severdi
Ben Aðustos’u artýk sevmiyorum anne
keþke gitmeseydik Ýstanbul’a
o zaman hala yanýmýzda olurlardý deðil mi?
gözlerini yumar küçük kýz
siyahýnda kanlý bir film seyreder
çatlak duvarlar
yýkýk binadan çýkartýlan çocuklar
gözü yaþlý, þaþkýn bakýþlar
durduðu yerde sallanýr
korkar ve basar çýðlýðý
-anneeee deprem oluyor –
sarýlýr annesinin dizlerine
sýcak ve titrek elleriyle okþar saçýný
-korkma kýzým, sadece kalbin hýzlý atýyor
çatýmýz yerinde duruyor, aç gözlerini bak.