buruþuk bir peçete
hasret öpüþlerini silmiþ bir kadýn
ucu yýrtýk bir mektup sokak ortasýnda
deniz kokusu vururken kirpiklerinin kýyýsýna
kendimi bulurum beyaz avuçlarýnda
gözleri yeþil bir rüyaya dalar gibi akþamsefasý
umarsýz bir martýnýn kanatlarýný çýrpmakta
orman karanlýðýnda çocuksu konuþmalarý
yüreði atýveriyor gecenin serin telaþýnda
ýssýz limanlarýn kýyýya vurmuþ kimsesizliðinde
kendi koynuna alýr gibi saklýyor yumuk ellerini
siyah saçlarýma düþen ak menekþelerin rüyasýnda
deniz feneri aþkýn gurur abidesi
palmiyelerin aþka vuran yalpalamýþ sessizliði
unutulmalarý anlatan bir þarký kadar pembe
bir o kadar sevmek için telaþlý bekleyiþleri
yüzü daðlarýn dili lal çiçeklerinde sapsarý
kumral bir çýðlýðýn tutuklu inleyiþleri
gittikçe yakýnlaþmakta yokluðuna dair bir serseri
þarkýnýn sonuna doðru nakaratý yitik bir atina
hasretine dair polisler mahrem bir sevinçte
göremedikçe yüzünü artýrýyor özlemliði
ellerine yapýþýverirken denizin tuzlu þiiri
gözlerinden akýveriyor sevmelere dair rimeli
hiç bu kadar güzel olmuyor vuslatý bekleyiþ
her defasýnda gözlerimden kaçarken gözleri
aþký unutmalarýn kör çýðlýðýna baðlayýp yeniden
çok sevdiði bir þarkýyý çalýyor anlamsýz uzaklar
kimse ucuna dokunamýyor tütün esneyiþlerinin
kendi kendini yakýveriyor bir dal hasretlik
bembeyaz ellerine iki damla düþüverirken bulutlardan
unutmalar hep zor oluyor hicran beþiðinde
sokaklarda bir karýncanýn dua saati yeniden
iki damla gözlerimden avuçlarýna sarýlýverirken
kaðýt toplayanlar peçeteyi görmemiþ hayret
hasretlik hep sürecekmiþ
buymuþ meðer ki bunda ki keramet
...