hep dedeleri koydu adlarýný
“kýz doðurmuþ yine zýndýk”
üç defa üfledi kulaklarýna
adý kader
adý kader
adý kader olsun”
baba yutkundu
diyemedi “umut olsun”
bebekken aðlayýþý bulutlarý
gülüþü cenneti kýskandýrýrdý
büyüdü genç kýz oldu
yüreðini sevi baðladý
ciðeri beþ para etmeyen birine
dede küplere bindi
“alýn kahpenin canýný”
baba yutkundu yutkundu
“kadersizim” dedi içinden
yüreðine indi
o gün defnettiler
el ayak çekilince
gelebildi babasýnýn mezarýna
göksünde bin aðýt terledi
...
ciðeri beþ para etmez adam
yýldýzlarýný çaldý gözlerinden
yüreðinde bir kül sancýsý
yüzünde dikiþ acýsý
ulaþamadan denizlere
tutunduðu ýrmak tükendi
akdeniz’de hüzün
dalgalarda sörflü bir intihar vardý
bir gün batýmýnda
falezlerin üzerinden
denizle güneþin vedasýný izledi
deniz güneþi aðýr aðýr yutarken
gökyüzü avuçlarýnda aðladý
içinde yarým kalmýþ umuda kor düþtü
kader
gözlerini yumdu
belleði çalýþtý
aklýna
lisede pas vermediði
kara kuru oðlan geldi
sonra ihanet geldi
sokaklar geldi
dede geldi
babasý geldi
aklýna gelen geldi
aklýna mukayyet olamadý
beþ dakika sonra
polise ihbar geldi
siren sesleri geldi
akdeniz’in beyaz köpükleri eþliðinde
güneþ gibi aðýr aðýr
kader denizin kýzý oldu
ve kimse toplayamadý çýðlýklarýný
ertesi gün
hikayesi
gazetelere manþet oldu