Hep teselli verendin,’ Üzülme kýzým!’ dedin, ‘Korkma! Allah babaný zayi etmeyecektir! Bu dava, kýyamete kadar bitmeyecektir!... ‘
Melekler haya eder, ismini zikrederken, Attýðýn her adýmda tozun güldür Efendim! Sensiz kaldýðýmýz an, sendeleriz giderken, Yolun þaþýranlara izin güldür Efendim, Ümmetine kat beni, yüzüm güldür Efendim!
Hani bir gün Ebrehe, yýkmak için Kabe’yi, Fillerine güvenip kuþatýnca Mekke’yi, Ebabiller mührünle indirmiþti darbeyi! Ateþinle yanana közün güldür Efendim Bu nefisten at beni yüzüm güldür Efendim!
Bir lütuftu geliþin, Amine’den doðmuþtun, Halime’nin evine rahmetinle yaðmýþtýn, ‘Allah birdir!’ deyince karanlýðý boðmuþtun!... Kýþýn çok bereketli, yazýn güldür Efendim! Rengine boyat beni, yüzüm güldür Efendim!
Rahman, güzelliðinle var etmiþ kainatý, Bakýþýnda gizlenmiþ dünyanýn saltanatý, Neyleyim ki sen yoksan bu buz gibi hayatý!... Hayata hayat katan özün güldür Efendim! Davanla yaþat beni, yüzüm güldür Efendim!
Göz nurun Hatice’nin, ebedi sýðýnaðý Ebubekir, Osman’ýn sarsýlmaz dayanaðý Hasan ve Hüseyin’in merhamet barýnaðý… Herkese liman olan dizin güldür Efendim! Þefkatinle tut beni, yüzüm güldür Efendim!
Ömer; öfkeyle dolmuþ, kapýnda belirmiþti. Hakikati görmeyip adeta delirmiþti. Sen nazar eyleyince menziline girmiþti. Yokuþlar senle güzel, düzün güldür Efendim! Hýrstan azat et beni, yüzüm güldür Efendim!
Ey, Ömrün Gül Bahçesi! Sana ayandýr halim. Günahlarda savruldum, kalmadý ki mecalim. Bir defa gül ki bana, biraz dinsin melalim. Bakmaya doyulmayan, yüzün güldür Efendim! Þefeate kat beni, yüzüm güldür Efendim!... (s.a.v)