suya düþen akþam ilerleyen vapur sesinde
saçlarý sönmüþ bir düþ
ve
dudaklarýmda kelimeler
kimsesiz çocuk bükülüþü
avucumda gül
sis bulutlarda
çýrpýndýkça kýyýya
dilsiz biçimlenir
yapraklarýna
ikiye bölündü kanlý gülüþler
soyundu ayrý yollarda yüzler
heybemde umutla seviþmelerin günü
baktý upuzun denize
ayaklar öldü yolculuklarda
ayýþýðý döküldü baþýmdan aþaðýya
ki
aydýnlýðýn güneþinde tohumlarým
sarmaþýk olup duvarlara
deðiþikliðimi süsler
bir de
unutulmuþlarýn sevdasýný
gözümdeki manzarada gök kýrýk
bir kýymýkla boþluðuma dönen akþamlar böyledir
mevsimleri karanlýk yamaçlarda oturur
yosunlu taþlara
uçuþan kalabalýðýn renklerinde
hangisi sendin
hangisi ben
gölgede kime benzediðini seçemem
zeytin aðaçlarýnýn
kaçsam sabaha
yetiþemem ki mavisine
ölüm soluk alýp verdikçe sinesinde
koynunda soðuðuna düþüp çýrpýndý ruhum
yaktým çaresiz gidiþlere vapurlarý
derin ufuklara