deli teknede yol alýrken yüreðim
vakit ince ve uzun deniz
koyu karanlýða...
alýp götürür hüzünleri sessiz akþam düþleriyle
yaþama...
çeker güneþ parmaklarýný buzlu penceremden
dýþarýda bahar korkunç sevdadýr
duvar dibine yaslanan çocukluðuma
kesilir sesi dupduru soluðunun
gözlerimde maviye çalarken
yangýn yalnýzlýðým
býrakýrým ruhumu sulara
bir akþamüstüdür ki düþ
henüz sýcak kendisine
bulutlar arasýnda kuþ hafifliði anýlar
tuhaf gülümsemeyle uyurlar
bakýþlarýma ölür
ve susarlar
bugün
kaç yol aðlamaklý kalýr
aklý baðrýnda cehenneme girerken sen
anlatamaz üþüyen yokluðun içimi
ki
yokluk dað baþlarýnda mahzun eser
bu manzara karanfil kokulu resim
ölümler gidip geldikçe aðzýna
-gün alýmlý merhabadýr iþte
gezinir eski bir türküyle kýyýlarýmda-
kýmýldanýr ayak ucumda aþk
tutma gözyaþlarýný yüzümde
haþçakal derken denizler de aðlamýyor
otur bekar geceyle yanýbaþýma
seyretsin yalnýzlýk bizi
serseri saatlerde
sus
canýn titrese de aþk öldü de
baðýr uzaklara
onca çýðlýðý çekmiþken üzerinden
birkez olsun taný
kapama gözlerine beni
yüz sürmesin alnýn tapraða
alarak düþlerimi
süzül yollara
hadi yürü
tarihlerden fýþkýrsýn saklý ýþýklarým
bütün aynalar bana baksýn
git gide kaybolacaðým