Küçükken fýrýna gidip,sýcacýk ekmeði alanlar iyi bilir.
O ufacýk kalp çýrpýnýrken kafesinde heyecandan
ve de koþmanýn verdiði hararetten,
Bir asker gibi hasretle girerken eve,
Herkesin gözlerine bakarken,
Yitik bir ýhlamur kokusunda,
Annenin þefkatli ellerinde,
Babanýn gazelini dinlerken,
Marmara’nýn neþesi gibi,
Selam ederken Tophane’ye,
Ta Mudanya’dan...
Ýþte o sýcacýk ekmeðin bile beni þimdi aðlattýðý bu vakitte,
Doðduðum gün ve saati yenilerken ömürde,
Yeni yýlýma girerken uykulu gözlerimle,
Bir yitik þarký olmaman adýna,
Seni seviyorum nihavent makamýnda!
Ýstemek fiilinde hayaller kuruyorum,
Sevgimi hayalinle besliyorum.
Güney’e gitmek istiyorum,
Sýmsýcak kumsallarýnda bir ikindi vakti,
Dizine baþýmý yaslayýp,
Seninle gülmek istiyorum.
Yumarken gözlerini ansýzýn,
Uykuma girmeni diliyorum.
Aðlayan gözlerin huzurunda,
Yanýnda erimek istiyorum.
Bir beþ dakika geçtikten
ve sen beni uyandýrdýktan sonra,
Gözlerinde ki bebeðe bakýp,
Seviyorum demek istiyorum.
Þible’nin taþ sokaklarý gibi,
Titreten sesinde biçimlenirken,
Antik bir tablonun esprisinde,
Fermanýný senden istiyorum.
Beþ dakikadýr aþk diyenlere
ve sevgiyi haram edenlere inat,
Acýsý kalbi sýzlatan bir firak da,
Ýklimine banmak istiyorum.
Yazýp getireceðin bir fermaný deðil,
Gönülden yazýlmýþ bir þiirde,
Topallayan ümitlerime inat,
Baba þefkatinde sevmek istiyorum.
Ve sevmeni beklemekten usanmasam da,
Eyvah demeden önce yineleyip,
Sabah namazýný Eyüp’de kýlýp,
Ýstanbul’un sýmsýcak simidinden beraber yerken,
Sadece bir söz daha etmeni bekliyorum,
’Elhamdülillah’ demeni istiyorum.