büyü
aþk’ýn kan dolaþýmýdýr
bildiklerini unutma vakti
bilmediklerini de…
uyurken
göz kapaklarýndan öpeceksin
dilde “oh olsun” arayan
iç çekiþli bir intihar suskusu
yedi cinli aþýk’larla
yedi uyuyanlarý öpüp geldi
günün ilk harfi geviþ getirirken
gecenin yosma bakýþlý karasýna
yüz sürdü
yastýðýnda çarpýlmýþ bir palyaçoya
her seviþme sonrasý
bir tek saç teli kalsýn koynunda
yutkunurken yatakta
belki bir hacýyatmaz
hiçliðine okunan gazelle doldu göz pýnarý
oysa damlasýnda saklýdýr terin manâsý
ne bir cami avlusunda merhem
ne de kutsal kasedeki zemzem
alçacýk þadýrvanlarýn suyuyla yýkanan kaderdir
damlasýnda da hayat bulan keder
üfle nefsini ay tutulurken
elveda yazan parmaklarýna
hiç kimse muska yazdýrmýyor
düþle gelen yaðmurla gidene
hiç kimse eskiyen bir kalbi atmýyor
keþkelerin damarý týkanmýþ kalbi atmýyor diye
önce insanlar ölür sonra sesler
kiralýk ranzalarda yatanlar bilir
ne ayýp dinler
ne de secde eder beþ vakit günahlar
kokusunu sarmala paçavrasýyla
bin yýl sakla kanatlarýnýn altýnda
kesikler tamamladýkça kabulünü
sesinde yetim sevdalarý
aþk böyle büyü/tür
tam ortasýnda kalmýþ yarým cümleleri
kanayýnca bir çiçek anlarsýn
zaman ayrýlýk kokar gidenlerin koynunda
kanatýnca bir diken bakarsýn
borçtur unutmak kalanlarýn boynunda
.
.
.
tutar tutmaz bilmem amma
“rabbi yasir velâtuasir
rabbi temim bil hayýr”
sen yarattýn sen kayýr…