Her anýn hüzne vurduðu yerdeyim
Azgýn deniz
Çoðalan saatler
Ve kýrýlan düþünceler…
Bugün þehrin ortasýna asýlmýþ ayýn turuncu ýþýðý yanýyor gözlerime
Gözlerim alýkoyuyor beni beyaz yolculuðun ölüm gemilerine
Siyahlar doðururken dalgýn bakýþlarýmdan kadýný
Eflatun bir gecede serçeler açtý
Gidin desem sararmýþ resimlerden
Gökyüzünde ayný keder kendini bana atýyordu
Yanan lambalarýn aðzýnda gezinen gurbete döküyorum içimi
Homurdanan türkülerin dilinde yüreðim kýyýsýz
Ki bu kalabalýklarda varýlamayan uzaklýk oluyorum
Tenimde rüyalarýmý hayra yorduðum sabahlar
Gözyaþýyla bezeliyorsunuz sakladýðým sevinçleri
Daha viþne dudaklarýmdan öpmeden kirlendi aydýnlýðýnýz
Neden aðlýyorsunuz güneþ kapýmý çalamadý diye
Ahh
Bütün kapýlara yüklendi mor giyinmiþ baharlar
Sessizliðin yokuþuna sývanýrken konuþkan bir yalnýzlýk
Karanlýðýmla oynaþmakta duvarlar
Gün bakmakta
Ve daðýlan ölüler yürümekte avuçlarýma
Benden önce koþ rüzgar ruhumda konaklayan acýlara
Bozbulanýk sularda otururken eþiðinde durduðum anýlar
Salgýn birer tomurcuk oluyorlar ansýzýn dökülüveren yastýðýma
Mum yanan odalarda hiç aþktan korkulur mu
Ürkek ceylan gibi böyle azar azar kayboluyorum kendimden
Bari düþ çocuðumun kýrkýný çýkarsam esmerlikten
Gözüm açýk gitmeyecek düþtüðüm yere
Ve sonra bir ses
Anne beni düþünme
Serçeler kapýyý çalacak