onca güzel söz
bir çiçeðin yapraklarýndan
kanatlanmaya hazýrdýr
unutma ki
aðzýndan bal damlayan aþk’ýn
kuyruðunda bir de iðnesi vardýr
yaralý, süt gibi beyaz
yol yol kýrmýzý çizgilere sahip
ve bir zarla kaplýymýþ gibi duran yüz
incinmiþ hangi yanýnda doðarsa güneþ
orada kuþlar ölüyor
-adam sözü ile keþkeler ,yalandan yapýlmýþ bir kale-
can içinde usulca büyüyen nefret
sonrasýnda gölgesi uzun satýrlarla buluþan hasrettir
tespih tanesi yaþlarýn kutsallýðýna adanan bir duanýn
kalp günah iþledikçe
mümkün müdür kabulü
-kadýn ellerde dönen semazen, sevdasý çilehane-
avuçlara kazýnmýþ
tarihsel kýsýrlýðýn yol haritasý
ihtiraslý kavuþmalarý aklarken
dört duvar kanayan yaraya hesap sorar
göðsünde uyuttuðu düþsel cinnetin aynasýnda
-adam kabuðu geçmiþten kalan bir yara, kapanmaz-
saklanmýþ kuytuluklarýn
dipsizliði ile buluþunca yalnýzlýk
gündüzle kavgasý neþelendirir
gidiþlerin dayanýlmaz sanrýsýný
bir adamý kendin gibi sev ama çok sevme
-kadýn kesip göz kapaklarýný,diker kalbinin üzerine-
gecenin mavisi ilham perisi
kussa tüm heybetiyle özgürlüðü
alnýn tam ortasýna
basýp da kayar ölüm
kendi ölümüne kayar gibi
-adam can suyu ile yýkar beden mezarlýðýnda kadýný-
bazý hayatlar uzundur
bütün aþk’lar kýsa
bir tutam saç kavurur rüzgarla geleni
zor çýkýlýr bu vedadan sabaha
kalýr akþamýn serin uykusunda
-kadýn not düþülmüþ ayraçsýz ayrýlýklar kitabýnda yazar adamý-
bir adamdan
bir kadýna kalandýr
gövdeye yaslanmýþ vicdan
ki
o vicdandýr bitmiþ aþk’lar için aðlayan…