Eylül’de bir Ýstanbul üþür
Üzerine bir portmanto geçirilir,
Yavrusu esrik görünür.
Güverteden el sallar uçuþan martýlar
Ben bakarým sulara,
Yüzdükçe bir doðum olur, martý kanatlarýyla.
çehresi bir þahmeran, sanki bekler beni
þehrin yüzü, gözü al,
Kana kana içer belki
Kozasýnda sakladýðý bir Ýstanbul þiiri gibi
isimsiz beþiklerde sallayýp, büyütür bizi.
Kaç kez yazmýþtýr Ýstanbul adýna,
Kaç kez duyulmuþtur ayný tonda ney sesi?
sahilde balýk, ekmek
Bir de annemin ýlýk öðütleri
Dað gibi bir aþký içtim þarap yerine
Yanýmda oturuyor Yeditepe
Bir fethin gururu okþuyor soðuk tenimi
Bir de yazýlan mesnevilerin hicraný yapýþýyor gamzelerime,
istanbul’ suz aþk ne mümkün?
Demli, bir bardak Boðaziçi avutur beni sensizliðimle
Mavi gözlü bir deniz yakýþýyor ayrýlýklara
Þýk duruyor gecesi,
Kýz Kulesi ana rahminden çýkarcasýna
Gramofonlara eþlik ediyor her bir namesi
Ýskeleti yaslýyor baþýný,
Tüm terki diyar eyleyen gölgelerin
Yeditepe, nikotin veriyor tüm þairlerin sapladýðý býçaða
Bir dokunduysan bu þehre,
ruhun kalýyor, þarkýlar,þiirler kalýyor
Bir tarih kalýyor arkanda