Eksik kelimelerden kurduk düþleri siyahtan ve beyazdan
iki sokak arasý bir cadde boyuydu hayatý süpürmek
kordon boyunda yaþadýk ki iki ileri bir geri
denizin deli göðsünde dalga dalga çarptýk yýllara
sabýr limanýydý her iç çekiþ her seviþ
delinmeden gökyüzü çürümeden toprak bedenimiz
uzanalý taþ yastýklara sevdiklerimiz
güneþin saçlarýna tutunduk umutla yandýk
istemediðimiz kadar yenildik…
gençliðimizdi her sandal sefasý; sallandýk
bulutlardý çocukluðumuz uzaklara puslu bakan
uçurtmalara kandýk uçtuk. koptukça özgürleþtik
acýttýðýmýz ve sevdiðimiz kadardý
inandýðýmýz kadar insandýk…
ne zordu taþýmak iki kelimeyi cebimizde
cepkenlere saklý saatlerdi geçmiþe dalan gözler
yaðmura yakalanan kirpiklerde söz damlasý
çatýlara atýlan ilk diþti ýsýrdýðýmýz hayat
ne tuhaf yelkovan ve akreple ömür oynamak
ve suçlamak saatleri…
tekrarý da yoktu þarkýsý da. ölümü yazdýk
bir atýmlýk silahta cümlelerle yaraladýk masallarý
her kahraman biraz biz, her hayat benzerdi
dünya salýncaðýnda ne çok rüzgâr yedik diz sürttük
gece kimliklerimizi çýkarýnca anladýk ki
sabah olmadan giyinme vaktidir yalnýzlýk…
camý kýrýlmýþ lamba, çizilmiþ plaktý içimiz
üstümüze sývadýlar dünyanýn renklerini
ne çabuk büyüttüler çocuk yüzümüzü
ve ne çok eskici var her þehirde
ve imlasýz ne çok insan.
Ýki kelime ikilemidir iki kiþiliktir iki kelimeyle söylenir sevmek!