Iraklı Fatıma...
Kahýr ince bir karanlýk baðlayýp tarihe seni inliyor Fatýma!
Kurþuni bir sessizlikle kaynýyor kazan.
Sesinin yankýlandýðý iç dünyam seni býrakýyor zamanýn en þaibeli enkazýna…
Sesimden seni çektiler Fatýma!
Gözlerimin takýndýðý mahlas seni heceliyor,
Þafak sana kýzarýyor, asýr gömleðini yýrtýyor tam arkandan…
Sen ise eteklerini toplayýp güneþe kaçýyorsun…
Ben sesinden oluþmuþ bir þikayet oluyorum akþamýna.
Gecene bir kuru düþ, ince bir umut…
Ama sinemi kara kaplara koyup, cürümün
en yetiþkin yerinden içime býraktýlar beni.
Güneþi tutamýyorum Fatýma!
Yakalýyor beni yýrtýlmýþ gömleðinden zuhur eden hazan,
Omuzlarýmda bir küfrün kurbaný kelimeler,
Sýrtýmda büyütülmüþ bir günah ile inliyorum…
Yanmýþ geceme bir yudum ferahlayayým diye
içtiðim çeþmelerden gözlerime dökülen lav oldun Fatýma!
Patlýyor þehir, çatlýyor toprak
sesim yýrtýlýyor her bir kýrmýzýya
þahit kaldýðýmda, alýrken kelimelerini elime.
Terennüm edemiyor toprak kokulu yaðmur,
cihanýn çadýrlarýna ilmekli nefeslerini.
Her bir kirpiðinden kanatlý bir parça kumaþ düþüyor geceme…
Gecemde hicabýný boynuma dolamýþ bir taze mazlum oluyorsun
Sus diyorum, sus!
Ey kahrolasý ‘ihtiyaç, ihtiyaç!’ diye haykýrdýklarý
Zulmün desteði aynalar!
Eþyalarýn boy boy hayatýma kazýnan bir ‘gerek’ olduðunu gördükçe
O bir parça kumaþla kefene bürünüyorum Fatýma!
Ama ölemiyorum.
Nereden baþlayayým, söyle!
Bir gurup ‘medeni’nin ( ! ) seni esir ettiðini mi kendi þereften uzak zindanýna.
Bu duvar bana çok geliyor Fatýma, bu sýnýr uzak!
Gelemiyorum…
Hani barýþý götürüyordunuz ya (!)
Hangi kýzgýn çöle abý hayat ettiniz
Baþýný ölünceye kadar duvara vurup
Ruhun melali ve zulmün utancýyla can vermeyi?
Ah Fatýma…
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.