SABAHAT
Dünya þemsiyesini güneþe tutmuþ.
Zamanýn bütününden siyah bir yazma aralýyor pencereyi.
Kesintisiz feryatlarýn suladýðý toprak
Firar ediyor en verimsiz saatlere.
Dilini yutmuþ Sebahat.
Kasýklarýnda diri bir aðrý
Çenesinde titriyor,
Sabah, erinin gönlüne kuþattýrdýðý duasý.
Islak bir kamçýyla parýldýyor gözler..
Diþini sýkýyor yokluk.
‘Ha gayret’ az kaldý selin düþmesine camdan aþaðý.
Vakit tamam.
Sesin tabuta büründüðü bahçelerde taze bir ceylan aðlar.
Yeþilin gölgesidir yürüyen kalabalýk.
yokluðu þekillendiren yazýdýr kalabalýk.
Pembe bir rüzgar geçer dillerden…
Ýyiydi rahmetli..
Ama erken gitti..
Gözlerdeki siyahlar bir an koyu bir günah olur.
Pencereden bir kýzýn saçlarý iniyor yere
‘Yaþaaar! Beni de götür…’
Seyyah bir sancýdýr bu.
Ensesinden yakalar alaca karanlýðýn.
Iþýl ýþýldýr yeryüzü.
Göbeði çatlýyor meraktan yýldýzlarýn.
Derin içini çeker, çektirir insana en yaþanýlýr inleyiþler…
Ölenle ölünmez,
Peki, Sebahat neden mezarda bekler…
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.